Bir Film, Bir Savaş ve İddialar, TRUVA SAVAŞI
2018 yılı; Çanakkale’de bulunan antik Truva şehrinin UNESCO tarafından Dünya Miras Listesine girmesinin 20. yılına ithafen “Truva Yılı” ilan edilmişti 2017 kasım ayında. Bu seçim Truva’ya olan merakı elbette canlandırmıştı ama bu antik kente ve tarihine olan ilgi asıl olarak 2004 yılında çevrilen bir film sayesinde artmıştı. Yurdunu savunmak için Aşil’le sonu bilinen bir düelloya girişen Hektor herkesin sempatisini kazanmış, onu katleden karakteri canlandıran ünlü oyuncu Bradd Pitt’in ise ülkemizdeki hayranları azalmıştı. Aslen bir Anadolulu olduğu düşünülen Homeros da ünlü destanında AnadoluluTruvalılara sempatiyle yaklaşıyor, istilacıların vahşiliklerini dünya alem öğrensin der gibi alabildiğine ayrıntılı anlatıyordu.
14 Mayıs 2004’te gösterime giren Truva ülkemizde büyük ses getirmişti. Gazetelerde birbiri ardına Truva Savaşı ile ilgili makaleler yazılmış, tartışmalar başlatılmış, sonrasında da birçok kitap kaleme alınmıştı.
Çoğu zaman günümüzde de devam eden bu tartışmaların birçok çıkış noktası vardı. Bu yazının konusu sadece bu çıkış noktalarını hatırlamak ve iddiaları listelemek. Yoksa hakkında binlerce şey yazılan, tartışılan ama bilinmezliklerini hala koruyan bu savaş hakkında konuşmak elbette tarihçilerin işi. Bu yazıda bir film üzerinden ülkemizde belli zamanlarda dile getirilen bu iddiaları paylaşmaktan öteye gidilmeyecek bu yüzden.
Başrollerinde Bradd Pitt, Eric Bana ve Orlando Bloom’un yer aldığı Truva filminin konusu, Truva Savaşı’nın son 51 gününün anlatıldığı İlyada Destanı’ndan alınmıştı. Homeros tarafından MÖ 7. ya da 8. yüzyılda yazıldığı düşünülen bu destan, Truva Prensi Paris tarafından kaçırılan Isparta Kraliçesi Helen’i geri almak için Akhaların öncülüğünde başlatılan savaşın son perdesini anlatıyordu. Buradaki iki önemli noktadan birisi Paris’e aşık olan Helen’in kendi isteğiyle kaçması, ikincisi ise savaşın on yıl (M.Ö. 1240 – 1230 ) sürmesiydi.
İddiaların bir bölümü tam da burada başlıyordu. Önemli bir grup 10 yıl süren savaşın bir “kız kaçırma”ya indirgenemeyeceğini söylerken, bir grup iddia sahibi ise Truva Savaşı’nın gerçekte olduğundan fazla abartıldığını ve gereksiz anlamlar yüklenildiğini söylüyordu.
Murat Bardakçı Truva Savaşı ve arka plandaki mitolojik öykü için “Dallas dizisindeki skandallara parmak ısırtacak birkaç bilinmeyen öykü…”[1] diyor ve ekliyordu: “Truva’daki mücadele Homer’in ‘İliad’ isimli eserine konu olmasından sonra dünyanın en meşhur savaşlarından biri haline geldi ve zamanla ‘Yunan-Anadolu savaşı’ şeklinde yorumlanır oldu”.[2] Murat Bardakçı’ya göre Truva Savaşı’na atfedilen tarihsel rollerin hiçbir karşılığı yoktu.
Savaşın bir önemli özelliği de başlıca tarafları Truvalılar ve Akhalar olmasına rağmen her iki tarafın da geniş sayıda müttefiklerce desteklenmesiydi. Akhaların yanında Yunan site devletleri,Truvalıların yanında ise büyük çoğunluğu Anadolu’nun pek çok bölgesinden destek için gelmiş kavimler…
İlyada’da Truva ittifakında 18 kavimden söz ediliyordu. Troya’lılar (Taruisa ), Dardanaie’liler, Zeleia’lılar, Apaisos’lular (Apasa = Efesos), Praktioslular, Sestos’lular, Abydos’lular, Larissa’lılar, Trakya’lılar, Paion’lular, Paphlaonia’lılar (Hitit metinlerindeki Palalar), Alizonlar, Mysia’lılar, Phrygia’lılar, Maionia’lılar, Karia’lılar (Karakisa), Likya’lılar (Lukka) ve Kikonlar.[3] İlyada’da geçen bu isimler bir Hitit vesikasıyla[4] da büyük oranda örtüşüyordu.
Halikarnas Balıkçısı tarafından geliştirilen ve Anadolu’daki uygarlıkları Yunan kültüründen ziyade Anadolu ile ilişkilendiren Mavi Anadolu görüşünün önemli takipçilerinden biri olan Azra Erhat ise Mitoloji Sözlüğü’nde Truva Savaşı’nın bölgesel bir çatışma olmadığını, Batı dünyasının Çanakkale Boğazı’ndan başlayarak Asya’ya doğru yayılmak için Anadolu’yu ele geçirme savaşı olduğunu yazmıştı. Azra Erhat’a göre Troyalıların hükümdarı Hektor ise Anadolu’nun ilk ulusal kahramanı idi.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Profesörü Mehmet Ali Kaya da şöyle diyordu: “Savaşın gerçek nedeninin ticari ve ekonomik olduğunu düşünmek için makul nedenler var. Zira kral Priamos’un Troya’sı (Hisarlık), Asya ile Avrupa’yı birbirinden ayıran Çanakkale Boğazı’nın güney kıyısında, karadan ve denizden yolculuk yapanların kontrol edilebileceği çok uygun bir yerdeydi. “ [5]
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Reyhan Körpe; “Truva Savaşı’nın altında tıpkı 1. Dünya Savaşı’nda Goeben ve Breslau zırhlılarının Osmanlı’ya sığınmalarında olduğu gibi bir savaş bahanesi” yattığını söylüyor ve Truva savaşında bahane arayan kişinin Agamemnon olduğunu vurgulayarak, yeğeni Menelaus’un Helen’i kurtarmak için kendisinden yardım istemesini fırsat olarak gördüğünü ekliyordu.[6]
Selçuk Üniversitesi’nden Erkan Memiş ise Truva Savaşı için;“Tarihin ilk Boğazlar savaşı”, “Doğu ve Batı dünyalarını karşı karşıya getiren ilk büyük mücadele”, “Eskiçağ’ın Birinci Dünya Savaşı” gibi tanımlamalar kullanıyordu.[7]
İddialar farklı niteliklere bürünürek günümüze dek sürdü, sürüyor: Kimileri Homeros’un isminin bile “Ömer”den geldiğini söylüyor, kimileri Troyalıların Türk olduğunu iddia ediyordu. Bu tez Avrupalı kimi tarihçiler tarafından da dile getirilmiş, Radikal Gazetesi yazarlarından Haluk Şahin de benzer düşünceleri paylaşmıştı.[8] Fatih Sultan Mehmet’in papaya yazdığı bir mektup bu düşünceyi paylaşanların en önemli dayanaklarından biriydi. Bu mektuba göre Fatih Sultan Mehmet, İtalyanların Troya soyundan geldiğini, Hektor’un öcünü almak için Osmanlı’ya yardım etmeleri gerektiğini söylüyordu.[9] Sabahattin Eyüboğlu kaynak gösterilerek getirilen bir diğer iddia ise Atatürk’ün de savaş sonrasında yanındaki subaylardan birine “Dumlupınar muharebesinde Truvalıların öcünü aldık”[10] dediği idi.
İddialar henüz üzerinde daha çok tartışılacak konular olmaya, Troya Savaşı hakkındaki en ayrıntılı bilgi ise hala Homeros’un İlyada Destanı’ndan alınmaya devam ediyor. Üzerine biçilen misyon ne olursa olsun Truva’nın Anadolu’da olduğu gerçeği değişmiyor, Truva’ya saldıranların Anadolu dışından geldiği, Truva’yı savunanların ise başta Truvalılar olmak üzere büyük çoğunluğu Anadolu’da yaşayan kavimler olduğu genel kabul görüyor.
[1] Hürriyet Gazetesi, 16 Mayıs 2004
[2] Hürriyet Gazetesi, 16 Mayıs 2004
[3] Troya ve Troyalılar, Prof. Dr. Ekrem Memiş,Selçuk Üniversitesi
[4] KUB XXIII, 11, Ekrem Memiş, age, S.14
[5] Mehmet Ali Kaya, Troya ve Troya Savaşı: Efsane ve Tarih
[6] Reyhan Körpe, “Aynı Coğrafyada İki Savaş: Troia ve Çanakkale Savaşlarının Karşılaştırılması”, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Yıl: 13, Bahar 2015, Sayı: 18, ss. 131-160, 100. YılDoç. Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü,
[7] Prof. Dr. Ekrem Memiş, Troya ve Troyalılar
[8] http://www.cypriot.org.uk/Documents/Haber1/Troy.htm
[9] İddia birçok kaynakta Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabağaç) asıl kaynak olarak gösterilerek veriliyor
[10] Sabahattin Eyüboğlu, Mavi ve Kara