KYBELE’NİN VÂRİSLERİ
“Gün çoktan dağlara kavuşmuş, ortalık zifiri karanlığa boğulmuştu. Pöstekinin üzerinde uyuyakalmış genç kadın, her çıtırtıya havlayan köpeklerin sesiyle gözlerini aralayıp etrafı dinledi uzun uzun… Henüz dili yavaşça çözülüp yeni ayaklanmaya yeltenen koca bebeğinin, gün boyu ezgisine koşmaktan imanı gevremişti”
Yukarıdaki cümleler Fatma Türkdoğan’ın Acemi Dergisi ve Yazarlık Akademisi işbirliği ile düzenlenen 1. YAZAK Öykü Yarışması’nda birincilik ödülü alan “Kesişen Yollar” başlıklı öyküsünün girişinde yer alıyor. Tek tek her sözcüğü özenle seçilmiş cümleler sadece bu öyküde değil, “Kibele’nin Vârisleri” ismini taşıyan kitabı oluşturan on yedi öyküde de devam ediyor. Öyküler şunlar: Çıkmaz Sokaklar, İki Yüzlü Dünya, Beyaz Ölüm, Düşten Öte Bir Vakit, Gül Hanım Güllü, Hayat Kadranı, Geceyi Yırtan Karanlık, Kesişen Yollar, Uzat Elini Anne, Ruhlar Arası Göç, Savrulan Hayatlar, Son Ahi, Sustalı Bıçak Yarası, Zamansız Veda, Viran Evin Tahtası, Kan Kırmızı Bisiklet, Ömür Gemisi…
Kitabın adında yer alan Kibele bir zamanlar Anadolu’da yaşamış başta Frigler olmak üzere birçok uygarlık tarafından ana tanrıça kabul edilmişti. Bereketi, üremeyi, çoğalmayı temsil ediyordu. Fatma Türkdoğan öykülerden hemen önce şunları yazarak Kibele’yi de tanıtmış okuyucuya:
“Bitek topraklarda; insan kılığında bedenlenip göklerin sonsuzluğunda ışık seli gibi yayılan – yaratıclığı, bereketi, cinselliği, doğumu, çocuk büyütmeyi ve gelişme döngüsünü temsil eden analık simgesi – Kibele; doğuştan gelen yazgısını kabullenen Anadolu’daki varislerine taze çalı ve çiçek kokulu nefesiyle çağlar öncesinden seslenir: ‘Sizler; yaşamın mayası, yaratma eyleminin nüvesi, araştırıcı yeteneğin özüsünüz…’ ”
Fatma Türkdoğan, Kibele’nin vârislerini hepimizin gözünde çok kolay canlandıracağı, hiç de yabancısı olmadığımız hikayelerle anlatmış. Hepimizin çok iyi bildiği o yaşamları hatırlatmış. Varislerden biri “Çıkmaz Sokaklar”daki öyküde olduğu gibi çocuk yaşta fuhuş batağına itilmiş bir kadın, “İki Yüzlü Dünya”daki gibi hapishanede kocasını bekleyen bir başkası ya da “Beyaz Ölüm”de olduğu gibi yoksulluktan, çaresizlikten donarak yaşamını yitiren iki küçük kardelen… Vâris, “Kesişen Yollar”da Alamanyalara giden kocanın ardından köyünde unutulan bir eş, “Ömür Gemisi”nde olduğu gibi gelini tarafından aşağılanan bir kaynana, kimi zaman en ağır işlerde çalışabilen bir usta, kimi zaman çocuğunun mutluluğu için çile çeken bir anne…
Her öykü gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde görebileceğimiz türden bir kadın öyküsü…
Fatma Türkdoğan Kibele’nin Vârisleri’nde 21. yüzyılın Anadolusunda “yaşamın mayası”, “yaratma eyleminin nüvesi”, “araştırıcı yeteneğin özü” kadınların perişan halini mükemmel anlatmış.
Emeğine, kalemine sağlık…