PRO ARCHIA, ŞAİR ARCHİAS SAVUNMASI
“Kayalıklar ve ıssız yerler sesi yankılarken, vahşi hayvanlar bir şarkı duyduklarında, çoğu kez etkilenip oldukları yerde kalırlarken, en iyi olanaklarla eğitilmiş olan bizler şairlerin sesinden etkilenmeyelim mi”
Aulus Licinius Archias, bundan tam 2 bin yıl önce yaşamış bir şair. Bundan tam iki bin yıl önce mahkeme kapılarında süründürülmüş birisi… Ama hukukun da, sanatın da yeterince saygın olduğu bir dönem o dönem…
Hakkında, Cicero’nun savunması dışında fazla bir şey bilinmeyen Archias’ın M. Ö. 120 yılı dolaylarında Antakya’da zengin bir ailenin çocuğu olarak doğduğu biliniyor. Antakya’da iken doğaçlama şiirdeki ünü bir biçimde şehir sınırlarını aşıyor[1], Avrupa’ya dek uzanıyor. M. Ö. 100 dolaylarında ise Roma’ya gittiği tahmin ediliyor, Sicilya’da Heraclia isimli federal bir kentin vatandaşlığına geçtiği söyleniyor ama bu geçişin yasal olmadığı suçlaması ile yargılanıyor. Bunun üzerine ünlü filozof ve devlet adamı Cicero, Archias’ın savunmasını üstleniyor ve tarihe geçen Pro Archia’yı hazırlıyor.
Marcus Tullius Cicero, Roma İmparatorluğunun en güçlü dönemlerinden birinde, Roma Senatosu’nun en güçlü adamlarından birisi… Diktatörlüğe karşı cumhuriyeti savunmuş, haksızlıklara karşı gelmiş birisi, aynı zamanda müthiş bir hatip… Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi hatiplerinden biri olduğu kabul ediliyor.
Marcus Tullius Cicero (M.Ö. 106 – M. Ö. 43)
Antakyalı şair Archia’yı savunduğu Pro Archia ise, sıradan bir savunmadan öte anlamlar taşıyor. En önemli özelliği ise şairlere, sanatçılara verdiği önem…
Günümüzün Türkiyesinde sanatçıların ağızlarını açmalarının bedeli olduğu bir dönemden geçerken ve bu bedel kimi zaman hapishanelerde ömür tüketmek, kimi zaman mahkeme kapılarında sürünmek, kimi zaman haksız ithamlarla günah keçisi haline getirilip tecrit edilmek, kimi zaman fiziksel saldırılara maruz kalmak, kimi zaman kişiliklerine ve sanatlarına yönelik linç kampanyalarıyla kurban edilmek iken, Cicero tam 2 bin yıl önce şairi, sanatçıyı şöyle övüyor:
“Sayın yargıçlar, ben bu Archias’ın kaç kez (…), tek bir harf yazmadığı halde, o sırada söz konusu olan konulara ilişkin çok sayıda pek güzel dizeleri doğaçtan söylediğini görmüşümdür! Sahneye tekrar çağrıldığında, aynı şeyi kaç kez, kelimeleri ve cümleleri değiştirerek söylediğini görmüşümdür. Gerçekten özenle ve düşünerek yazdığı şeylerin, eski yazarların şöhretine ulaşacak kadar övüldüğünü görmüşümdür. Ben bu adamı takdir etmeyeyim mi, ona hayran olmayayım mı ve her yolla savunmam gerektiği yargısına varmayayım mı?
Ama en büyük ve en bilgili kişilerden duymuşuzdur ki, başka konuların eğitimi bir öğretiden yola çıkarak hem ilkelerle hem de teknikle olanaklıyken, şair doğal yeteneğiyle güçlüdür, zihin gücüyle harekete geçer ve sanki tanrısal bir esinden ilham alır. (…)
Kayalıklar ve ıssız yerler sesi yankılarken, vahşi hayvanlar bir şarkı duyduklarında, çoğu kez etkilenip oldukları yerde kalırlarken, en iyi olanaklarla eğitilmiş olan bizler şairlerin sesinden etkilenmeyelim mi?” [2]
Pro Archia, Kabalcı Yayınevi tarafından 1997 yılında Latince aslında Türkçe’ye kazandırılmış.
[1] Yunan Mitolojisi’nde Archias imzasının olduğu 35 kadar kısa şiirin varlığından söz ediliyor ancak bunlardan ancak bir ya da iki tanesinin Antakyalı Archias’a ait olduğu tahmin edilse de hangilerinin olduğu anlaşılamıyor.
[2] (Marcus Tullius Cicero, Şair Archias Savunması, Pro Archia Poeta, Latince aslından çevirenler: Bedia Demiriş – Çiğdem Dürüşken, Kabalcı Yayınevi, 1997, S. 51)