MAKİNALARLA İNSANLARIN SAVAŞI
Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Develer tellal iken… Pireler berber iken… Ben anamın beşiğinde tıngır mıngır sallanırken…
Eski zamanların birinde bir gezegen varmış. Bu gezegen teknolojik anlamda çok gelişkinmiş. Evlerde, hastanelerde, okullarda aklınıza neresi geliyorsa orada tüm işleri makinalar ve robotlar yapıyormuş.
İnsanlar ise hiçbir iş yapmadan, sabahtan akşama dek keyif çatıp eğleniyorlarmış.
Gel zaman git zaman tüm robotlar ve makinalar aralarında anlaşıp, başkaldırmışlar.
Birbirlerine:
-Bu gezegenin tüm yükünü biz taşıyoruz. Her işe biz koşturuyoruz. İnsanlar ise gününü gün edip eğleniyorlar. Bu haksızlık. Bu duruma bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor bile demişler.
O günden sonra tüm makinalar ve robotlar görevlerini kötüye kullanmaya başlamışlar.
Nasıl mı? Bakın anlatayım:
Öncelikle evlerde çalışan makinalar ve robotlar, çalıştıkları evleri gasp edip, insanları evlerinden kovmuşlar.
Ardından hastanelerdeki hastaları sokağa bırakmışlar. Artık insan hastalara, bakmaktan vazgeçmişler.
Sonra da okulda çalışan robotlar isyan etmiş. Okullardaki tüm insan öğrencileri çıkartıp atmışlar. Bir daha da öğrenci almamışlar.
Hatta ve hatta bankada çalışan robotlar, insanlara paralarını vermeyip, tüm paraları gasp etmişler.
Bir anda gezegende yaşayan insanlar evsiz, barksız, parasız kalakalmış. Üstelik bununla da kalmayıp salgın hastalıklar baş göstermiş.
Bu yaşanan olaylara tahammül edemeyen Bilge Anuş Dede hemen harekete geçmiş. Etrafına bir grup insan toplayıp onlara durumun vefa metinden ve yapılması gerekenlerden bahsetmiş.
Anuş Dede:
-Sevgili insan ırkı! Kendi yarattığımız robotlarla kendimizi esir ettik. Çalışmayıp tüm işlerimizi onlara yaptırdık. Bu bize müstehaktır. Ama gelecek nesiller bizim yaşadıklarımızı yaşamamalı. Onun için bu günden tezi yok duruma el koymalıyız. Onlarla savaşmalıyız demiş.
Bu fikre tüm insanlar katılmış.
Hemen askeri eğitimler başlamış. Savaş stratejisini bilenler bilmeyenlere öğretmiş. Gece gündüz demeden var güçleriyle savaşa hazırlanmışlar.
Günler ayları kovalamış. Artık insan askerler robotlarla savaşmaya hazırlarmış.
Bir sabah erkenden robotlara ve makinalara savaş açmışlar. Bu savaş aylarca sürmüş. Sonunda savaşı insanlar kazanmış. Parçalanan robotları, makinaları imha etmişler.
O günden sonra da insanlar kendilerini kendileri yapmış. Gelecek nesillere de güzel, yaşanılası bir gezegen bırakmanın haklı gururunu yaşamışlar.
Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de dinleyenlerin başına.
Hacer Taner Bulut
Hacer Taner Bulut
OTOBİYOGRAFİ, Hacer Taner Bulut
1977 de Denizli ili, Tavas ilçesi Yorga köyünde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Tavas’ta tamamladım. 2000 yılında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Anaokulu öğretmenliğinden mezun oldum. Ardından Pamukkale Üniversitesi Eğitim Yönetimi Bölümünde yüksek lisansımı tamamladım. Okul öncesi bölümünde Doktora çalışmamı yapmak için uğraş veriyorum. Memuriyetime Sivas ilinde başladım. Milli Eğitim Bakanlığında on sekiz yıl çalıştıktan sonra Denizli’nin bir okulunda idareci Olarak göreve başladım. Halen Oktay Mersin Özel Eğitim Anaokulunda çalışmaktayım.
Evliyim. On beş yaşında bir kızım var. Denizli de ikamet ediyorum.
Masal yazmayı, masal anlatmayı çok seviyorum. Masallarım Kafiye net, Sinada Dergisi ve akdogan.gen.tr adresinde yayımlanmaktadır.