DIE BLECHTROMMEL / TENEKE TRAMPET
Emperyalizm, bunalım dönemlerini her daim savaşlarla aşmaya çalışmıştır. O bunalım dönemlerinin etkileri tepeden tırnağa her yerde kendini gösterir. Günlük yaşantıdaki en belirgin gösterge ise yozlaşmadır.
Yozlaşmadan “nasibini” alan elbette ki sadece ikitidarı ellerinde tutan hakim sınıflar değil, bütün bir halktır. Aç bir insanda yüce erdemler bulmak ne dört kitabın yetenekleri arasındadır, ne de dünyayı yönetmeye kalkışmış bir avuç asalak takımının harcıdır.
Oskar, 2. Paylaşım Savaşı’na sayılı zamanların kaldığı bir dönemde doğmuştur. Doğduğu günden itibaren bütün tanık oldukları yozlaşmadan başka bir şey değildir. Bu yozlaşmaya olan tepkisini daima çocuk kalarak ve boynundan hiç çıkarmayacağı teneke bir trampeti çalarak gösterecektir.
İkinci Paylaşım Savaşı, Oskar’ın büyümeyi protesto ettiği yıllarda başlar. Yaşadığı şehir Polonya sınırındaki Danzig şehridir ve paylaşım savaşının ilk kurşunları burada atılacaktır.
Film boyunca Nazilerin adım adım iktidara yaklaştıklarını, ele geçirdiklerini, tüm dünyaya korku saldıklarını görürüz… Ne var ki film bittiğinde en çok aklımda kalan sahne savaş sonrasında şehre giren Kızılordu askerlerinin bodrumda saklanan bir kadına tecavüz ettikleri sahne oldu.
Oysa Naziler denince ilk akla gelen şey milyonlarca Yahudi’nin toplama kamplarında katledilmesi olduğu halde, bütün bir film boyunca sadece bir tane Yahudi’nin öldüğünü görürüz. O da intihar ederek ölmüştür.
Bunun adına her dilde haksızlık derler…
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz