RIHTIMLAR ÜZERİNDE / ON THE WATERFRONT
İşçilerin çalıştığı liman, sendika çatısı altında örgütlenmiş bir çetenin kontrolündedir. Uzun yıllar boyunca kanıksanmış ve kanıksatılmış bir otoritedir çete. Kim ki çetenin yaptığı kirli işleri açıklamaya yeltendiyse derhal çetenin hedefi haline gelmiş, pek çok işçi bu yüzden katledilmiştir.
Eski bir boksör olan Terry (Marlon Brando) serseri denebilecek bir yaşam sürmekte, bu arada limanda çalışmaktadır. Ağabeyi (Rod Steiger) ise sendikanın yani çetenin kilit isimlerinden biridir. Terry, sonucunu önceden kestiremediği bir ihbarla dürüst bir liman işçisinin katledilmesine neden olmuş ve bunun vicdan azabıyla yaşarken, ölen işçinin kız kardeşine (Eva Marie Saint) aşık olmuştur.
Limanda öteden beri bilinen dümenlerden rahatsızlık duyanlar yakınlarını kaybedenler ya da polisler bir de kasabanın cesur papazıdır.
İşçilere hitaben yaptığı konuşmalarda sık sık haksızlığa başkaldırmalarını ister, öldürülen işçilerin katillerini herkesin bildiği halde hiç kimsenin konuşmamasını eleştirir. Gerçekten de çete insanları “SD” ya da “serçe” diye ikiye bölmüştür. SD’ler sağırlar ve dilsizler, “serçe”ler ise öldürülmeyi hak eden ispiyonculardır.
Elbette papazı beğenen, ondan etkilenen, bir şeyler yapabileceğine inanan insanlar da vardır, ancak bunlar hem çok güzçsüz, hem de sayıca çok azdırlar. Aralarından ikisi ise Terry’nin aşık olduğu kız ve onun babasıdır. Aşikalrı ilerledikçe Terry de yavaş yavaş olan bitenden rahatsız olmaya başlar. Vicdan azabıyla birleşen bu nedenler Terry’yi de açıkça çetenin hedefi haline getirecektir.
Ağabey ise bu gelişmelerden son derece rahatsızdır. Bir yandakardeşi, bir yanda üst boyutlarda görev aldığı çete vardır. Tercihini kardeşinden yana yapması hayatına mal olacak ama onun ölümü intikam isteğiyle tutuşan Terry’yi en somut adımları atmaya itecektir.
Papazın da desteğiyle Terry mahkemeye çıkar ve bütün bildiklerini anlatır. Artık o pek çok kişinin gözünde “serçe”dir. Ama o pişman değildir ve yapması gerek son bir iş daha vardır. Limana gidecek ve herkese bunu anlatacaktır.
Limanda birçok kişinin tehditleri ve küfürleriyle karşılaşmasına rağmen yılmaz, çete tarafından öldüresiye dövülür. Ancak bu yaşananlar işçileri korkularından sıyırmaya başlamıştır. Nitekim bütün işçiler Terry olmadan çalışmayacaklarını söylerler.
Filmin muhteşem finali Terry’nin bin bir güçlükle ayağa kalkıp işyerine yürümesi ve kapıdan girmesiyle sona erer, bu sırada arkasında bütün işçiler vardır.
Not: Filmin önemli sahnelerinden biri olan Terry ve ağabeyinin bir arabanın arka koltuğunda yaptıkları konuşmalar pek çok sinema otoritesi tarafından gelmiş geçmiş en iyi oyunculuk olarak nitelendirilir. Bu sahnede Marlon Brando’nun doğaçlama yapıp yapmadığı en çok tartışılmış konulardan biridir.
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz