ARTIK YETER
Barış içinde, kardeşçe bir arada yaşama umudumuz bugün Hakkari‘den gelen
haberle bir kez daha dinamitlendi, gencecik insanların ölümüyle yüreğimiz bir
kez daha yandı. Ölen canlarımızın ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar
diliyoruz.
Silahlı saldırıdan, patlayan mayından, açıkçası yaşanan bu kirli savaştan
gelen ölüm haberlerine artık tahammülümüz kalmadı. Biz artık “başsağlığı
dilemek” istemiyoruz.
Bugün gelinen noktada, yıllardır oynanan senaryoyu tekrarlamak yerine
hepimizin olaylara sağduyuyla yaklaşması gerekiyor. Toplumu kamplara bölecek,
Türkiye‘yi bir iç savaşa sürükleyecek, aynı topraklar üzerinde yıllardır
birlikte yaşayan halkları birbirine düşman edecek açıklamalardan, yaklaşımlardan
hepimizin kaçınması gerekiyor.
On yıllardır süren ve on binlerce insanımızın ölümüne neden olan bu savaşta
tarihin bir kez daha tekrarlanmasına, şiddetin ve silahların hayatımıza egemen
olmasına izin vermemek hepimizin sorumluluğudur.
Şimdi, şiddeti öne çıkaran anlayışa karşı barışın çığlığını yükseltme
zamanıdır.
Biz, barışın ancak demokrasi ortamında sağlanabileceğine inanıyor ve şiddet
ortamından medet umanları bir kez daha uyarıyoruz. Bir arada kardeşçe yaşamı
savunmak, sağduyulu demokratik yaklaşımları egemen kılmak tarihin bize yüklediği
görev olarak önümüzde duruyor.
Başta Meclis ve Hükümet olmak üzere tüm siyasi partileri, emek ve meslek
örgütlerini, sorunlarımızın çözümü yönünde barışı esas alan tüm demokrasi
güçlerini ve demokratik Türkiye özlemi taşıyan herkesi “silahlar sussun, akan
kan dursun” diye yüksek sesle söz söylemeye, barışı egemen kılmak için çaba
göstermeye çağırıyoruz.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Türk Tabipleri
Birliği