K/özlenmiş Bahar S/ezgileri…
uçuşur kırlangıçlar gül endam
karacadağ’ın karbeyaz eteklerinde
yer-gök düş kurusu
kaval seslerinde hüzzam
körpe gelincikler, uç vermiş
safran kokulu bahar
buyurgan ve telaşlı
hükmünü icra eyler
kendi kavlince …
sal beni
uçurumların, buzul şafağına…
ıslak rüzgarların sert uğultusu
dağıtır elemleri, yıldızlı akşamlara
ve şimşek çakımıdır
çarpar sırtımıza
feleğin, ölümcül kırbacı
gün, inine çekilir
hummalı sıtmasından, ol kara sevdanın
mendiline kan tükürür
ejderha yürekli bir civan…
yaz beni
katran karası esrarlı gözlerine…
şavkı göle yangın ay ışığında
salınır, kırmızı güllerin sureti
ayrılık sancısı, nicedir bağrımızda
hudutsuz
ve yalın
düş yakamdan ey zulüm!
karayılan dişlerinde süt damlası
azrail makamında kıvılcım olsan
yüz sürmem
ihanet dergahına…
çal beni
esir düşlerimin nan/kör uykusundan…
söz çığlık olur, izbe zindanlarda
susmak, intihar
deşilir yaramız, sağalmaz
töredir
bağlar elimizi
ölümdür
nefesi, ensemizde
ekmeğimize kan doğranmış
taaaaaaaaaa ezelden
koynumuzda, ucuz kefen…
vur beni
alaca karanlık, dar kuytularda…
bir fedai narasıdır cihan titreten
gün vedasının tan kızıllığı
sıkılır kemendi
günahları saçılır
halkına kan kusturan
cümle tiranların
bir ulu divanda, hesap sorulur
hayın gözlere karasular inende…
kır beni
dağılsın zerrelerim, balyoz darbelerinle…
umarsız kalbimin çöl fırtınası ey!
gözümün ışığı, allı kekliğim
alnımın nuru, kırsal çiçeğim
duvaksız gelin hüznü bakışlarınla
boğma gençliğimi
sığ sularda
öfkem, saklımda ustura izi…
çöz beni
müebbetliğin, kör/düğüm sarmalından…
göğermiş bağların taze asması
mor salkımı oyyyyyyyy
karasaban gölgesi, düşer birazdan
kısır tarlaların, döl yatağına
ve yalım sevdalara
can sağar umut
varsın
çığ yazılsın doruklara
varsın
kapımıza dayansın, çıldırtan ecel
baldıran zehrine bulanmışız bir kere
neylersin…
kes beni
kutsallara sunmak için masum k/anımı…
2010/
Alpaslan Akdağ