THE CELL (2000)
Bir seri katil son kurbanını öldürmeden önce hastalanarak komaya girince yakalanır. Carl Stargher isimli bu caninin kaçırdığı kişi ise tek başına bir evde kafes gibi bir yere hapsedilmiş ve zamana karşı süren bir işkenceden geçmektedir. Muhtemelen aksam olmadan acılar içinde yaşamını yitirecektir ve polisin elinde onun nerede tutulduğuna dair hiçbir ipucu yoktur.
FBI ajanları kayıp kişiyi bulmanın tek yolu olarak yeni geliştirilmekte olan bir tekniği denemek zorunda kalacaklardır. Buna göre bir ajan caninin zihnine sokulacak ve orada ipucu bulmaya çalışacaktır. Son derece tehlikeli bu görevi Catherine Deane isimli bir fizyoterapist yerine getirecektir.
Catherine Deane katilin zihnine girer ve fantastik ama gerilimli bir yolculuk baslar. Bu yolculukta bir yandan caninin çocukluğuna dair süreçleri görecek ve onu bugünlere getiren süreçleri anlayacak bir yandan da eski kurbanlarından izler bulacaktır. Catherine Deane bir tehlikeyle karşılaştığında ise eline basmak suretiyle bu kâbustan ayrılabilecektir.
En iyi makyaj dalında Oscar adaylığı olan film vasatı aşamıyor.