“ULUS BAKER FİKRİYATINDA İMAJ VE ÖTESİ” (OKTAY İNCE)
ODTÜ Mezunlar Derneği Sinema Kulübü’nün 35. Buluşması 26
Aralık 2012 tarihinde Karahaber Video/Eylem Atölyesi’nden Oktay İnce’nin
katılımı ile gerçekleşti. Toplantının konusu “Ulus Baker Fikriyatında İmaj ve
Ötesi” başlığını taşıyordu.
Mersin’den gelip toplantımıza katılan Oktay İnce ilk olarak Ulus Baker’le tanışmasını ve ondan etkilenme sürecini anlattı. Bu süreç ODTÜ GİSAM’da[1]
başlamıştı. Ulus Baker’in toplantılarını izliyor, konferanslarına katılıyordu. Kendi deyimiyle Ulus Baker’le ve videoyla aynı anda tanışmıştı. Daha sonra kendisi gibi Ulus Baker’den etkilenen, ağırlığı ODTÜ’den olan insanlarla “Videa” isminde bir grup kurmuşlar, kameralarla sokağa çıkmışlar ve toplumsal mücadelelerin görsel kaydını tutmaya başlamışlardı. Bu faaliyetler süreç içerisinde günümüzde de devam “Karahaber Video Eylem Atölyesi”ne evrilmiş, aktivist video diye tanımladıkları bir eksene dönüşmüştü.
Oktay İnce’nin konuşması Ulus Baker’in imaja ve videoya
ilişkin düşüncelerinin kendi pratiğine nasıl yansıdığını anlatmasıyla devam
etti. “İmaj” derken “belgesel imaj”dan, “belgesel görüntü”den söz ediyordu. İzleyicilere yönelttiği “İmaj yalan söyler
mi?” sorusu konunun açılmaya başladığı ilk adım oldu. İmaj yalan söylemezdi.
Ama ona yapılan müdahalelerin hepsi yalandı.
Oktay İnce, Ulus
Baker’in kendisini en fazla etkilediği düşüncelerinden birisi ise insanın;
gözü, beyni ve düşünceleri ile sürekli imaj kaydeden, kaydettiği imajları
kafasında montaj eden “biyolojik bir kameraman” olduğu düşüncesi idi.
İMAJLARLA DÜŞÜNMEK VE
ESTETİK YALAN ARAÇLARI
Asla yalan söylemeyen imaja yalan söyleten şeyler estetik yalan araçları idi. Bu araçlardan en önemlisi ise müzik idi. Oktay İnce’nin Cumartesi Anneleri’ni anlattığı bir videosunu izlerken Ulus Baker’in müziğin nasıl bir “estetik yalan aracı” olduğu düşüncesi çok iyi anlaşılmıştı.
Oktay İnce, çocuklarını faili meçhul cinayetlerde yitirmiş
annelerin her cumartesi günü yaptıkları eylemlerden birinin görüntülerini fonda
ilk önce müzikle beraber, ardından eylem anının doğal sesleri ile izletti.
Şayet yüzlerdeki ifadeleri ya da eylemin hikayesini bilmeyen biri için
müzik; Ulus Baker’in (Oktay İnce’nin)
“estetik yalan” ya da “şiirsel yalan” diye ifade ettiği en önemli manipülasyon
aracı haline geliyordu. Ancak müziğin vb. estetik araçların içerisinden
imajların çıkarıldığı anda imajlarla düşünme sürecinin başladığından söz
edilebilirdi. Bir belgesel esasında sinema değildi ve “sinemaya yakınlaştığı
oranda estetik yalanlar söyler”di, “yakınlaşmaya çalıştıkça gerçekliğini
kaybeder”di. “Belgesel ile kurmaca sinema arasındaki en varoluşsal fark hayatın
kendisi değil, hayatı izi arasındaki farklılık” idi.
Ulus Baker bir videoda ya da belgeselde bir “ritim” (kendisi “müzik”ten değil “ritim” den söz
ederdi) oluşturulmak isteniyorsa, o ritmin bizzat görüntülerin içinden, kendi
özünden, kendi bedeninden çıkarılması gerektiğini söylerdi. Bu da ancak
defalarca deneme sonunda ulaşılabilecek bir süreç idi ve bu sürecin sonunda
yakalanacak “ayrıcalıklı an”ların seçilmesi ve peşi sıra monta edilmesiydi.
DEMİRİN GÖZÜ
Oktay İnce’nin ilgiyle izlenen videolarından biri ise “Demirin
Gözü” adını verdiği çalışma idi. Bu videoda yer alan kişi bir zamanlar İtfaiye
Meydanı’nda sokakta barınan ve gerçek ismi İmam olan bir adamdı.
İzlediğimiz görüntülerde Oktay İnce, İmam’ın gözlerini
çekmekte ve “Kimin gözü?” sorusunu sormaktadır:
İmam’ın verdiği ilk yanıt “senin gözlerin” ( yani Oktay İnce’nin
gözleri)dir, sonrasında “benim gözüm”
(yani kendi gözleri) son olarak da “demirin gözü” (yani kamera)
yanıtıdır. Paradoksal olarak verdiği yanıtların hepsi hem doğru hem
yanlıştır. İmam’ın kendi gözleridir ama
gözlerin kendisi değil imajıdır, aynı zamanda Oktay İnce’nin gözleridir, çünkü
kamera onun elindedir ama asıl olarak bir demirin gözünden beliren imajdır.
Oktay İnce’nin imaj ve video konusunda derin ufuklar açan
sunumunu soru ve yanıtlar takip etmiş ardından toplantı sona ermiştir.
Kamil Akdoğan
[1] 1993 yılında kurulan Görsel İşitsel Sistemler Araştırma ve Uygulama Merkezi (GİSAM) ODTÜ bünyesinde rektörlüğe bağlı araştıma ve uygulama merkezidir.