Lal (2013)
Hataylı yönetmen Semir Aslanyürek’in Nisan ayı sonlarında vizyona giren filmi Lal’ı tek bir cümleyle anlatmaya kalkanlar, Yılmaz Güney’e çok değerli bir saygı duruşu diyebilirler. Doğrudur da. Ama Lal, sadece bunu yapmakla kalmıyor ama aynı zamanda ustanın sinema anlayışının ölümünden 30 yıl sonra da nasıl devam ettiğini ve ettirileceğini göstermesi bakımından da önem taşıyor. “Eve Giden Yol “da tüm iyi niyetine rağmen umduğu başarıyı yakalayamayan Aslanyürek, toplumcu sinemanın güzel bir örneğini ortaya çıkardığı bu filmle adından çok söz ettirilmeyi hak ediyor.
Sinemanın sadece bir keyif aracı olmadığını düşünen toplumcu yönetmenler; halka yeni ve güzel bir dünya için umutlar, öneriler taşımak, tarihin asla resmi tarihte aktarıldığı gibi olmadığını anlatmak için çaba sarf ederler. Onların elindeki kamera sadece izlenme tadı verecek bir senaryoyu kaydeden cihaz değil, nedenlere sorgulayıcı, eleştirel bakan bir gözdür aynı zamanda. Yılmaz Güney bunlardan biriydi, üstelik en başarılı olanlardandı. Sanatını kattığı dünya görüşüyle halkların sevgisini kazanmıştı. Semir Aslanyürek de onun çizgisinden yürüyenlerden birisi ve bu çizgiyle çok güzel örtüşen bir filme imza atmış.
Filmin pek çok sekansında Aslanyürek’in Yılmaz Güney’in sanatının halkta nasıl karşılık bulduğunu gösteren işaretler görürüz. Issız bir yerde koyunları otlatan bir çoban kızı, traktörüyle yoldan geçen herhangi bir köylü, kaçakçılıktan başka bir geçim yolu bulamamış bir adam… Halktan biri diye ifade edebileceğimiz herkes onun sanatını bir biçimde bilmekte; kendilerinden yana saf tutmuş, baş eğmeyen dünya görüşüne saygı durmaktadır.
Film, çoğunluktan olmayan iki çocuğun Adana’da, “Endişe” isimli filmini çeken Yılmaz Güney’e ulaşmak için yaptıkları bir yolculuğun öyküsü. Onunla bir fotoğraf çektirmek isteyen Cemal ve Süleyman isimlerinde iki çocuk biraz da kendi öznel koşullarının yarattığı bir arayış sonrasında yola koyulur. Bu yolculuk sonrası için ayrı ayrı hayalleri vardır. Mahalleye geri döndüklerinde Cemal sevdiği kıza büyüdüğünü kanıtlayacak, Süleyman ise lal olduğu için kendisiyle alay edenlerin karşısına cesurca dikilecektir.
Onların yolculuğu boyunca 1970’ler Türkiyesinin önemli kesitlerini, Hatay ve yakın çevresindeki yansımaları ile görürüz. Kıbrıs Çıkarması, yeni yeni boy göstermeye başlayan “sağ sol çatışması”, tarafını halka karşı belirlemiş polis gücü ve günümüze dek hemen hiç değişmeyen şiddeti, Amerikan üsleri gibi ülkemizde yaşayan bütün insanları doğrudan ilgilendiren gelişmelerdir bu kesitler. Tüm bunlar, Hatay’ın cennet güzellikleri, sınır kaçakçılığı, bu coğrafyada sık görülen reenkarnasyon olayları, Çukurova emekçilerinin ağır yaşam koşulları gibi yerel, bölgesel motiflerle diyalektik bir bütünlük içinde çok güzel harmanlanmış. Birçok filmde karşımıza çıkan ve her şeyi anlatma kaygısıyla karman çorman bir şeyler sunan filmlerin aksine, Semir Aslanyürek Lal ile pek çok şeyi kimsenin gözüne parmağını sokmadan anlatmayı başarmış.
Grup Yorum’un müthiş müzikleri filme ayrı bir renk katmış. Keza usta Oyuncu Erkan Can’ı başka bir katkı payı olarak eklemek gerekir. Filmde rol alan isimlerden biri ünlü pop şarkıcısı Emre Altuğ iken cami imamı rolünde ise Hatay yazın camiasında çok bilinen bir isim olan Duran Yaşar’ı görürüz.
Final yerine: Yılmaz Güney Endişe filminin çekim sürecinde bir yargıcı öldürmekten tutuklanacak ve 19 yıl hapis cezasına mahkûm edilecektir.
Filmin Künyesi:
Yapımı: 2013 – Türkiye
Yönetmen: Semir Aslanyürek
Oyuncular: Erkan Can, Gürkan Uygun, Emre Altuğ, Feride Çetin, Asiye inçsoy
Senaryo: Semir Aslanyürek
Yapımcı: Yusuf Aslanyürek