Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Antakyalı Hoca Hanım, Değerlendirme

Antakyalı Hoca Hanım Vecihe Akdoğan

Antakyalı Hoca Hanım Vecihe Akdoğan

Antakyalı Hoca Hanım, Değerlendirme

Dünya esasen hengâmelerle dolu bir yer; sadece dönmekle kalmıyor, sürekli çalkantılar yaşıyor. Savaşlar, devrimler, ihtilaller, soy kırımlar, işgaller, büyük göçler, ülkelerin içindeki iç karışıklıklar derken hiçbir şey yerli yerinde duramıyor. İşte tüm bu savruluşların içinde galiba asıl marifet “insanca bir duruş” sergileyebilmek. Düşmemek, düşsen de bir daha, bir daha ayağa kalkabilmek. Onurunla, vicdanınla, iyilik azminle, adaletinle, dürüstlüğünle, olumsuzluklara karşı direnme gücünle dimdik durabilmek. Şair, yazar ve eğitimci Vecihe Akdoğan’ın hayatı ile şu veya bu şekilde yolları kesişenlerin kalp ve dimağlarında oluşan ilk izlenim bu olsa gerek. Sevgili Antakyalı Hoca Hanım; bu masmavi, bir o kadar da kirletilmiş dünyanın en zorlu yıllarına şahitlik etmesine rağmen örnek bir hayat sürerek ardında tertemiz bir iz bırakmış.

1903- 1984 yılları arasında yaşayan Vecihe Akdoğan koskocaman bir imparatorluğun külleri içerisinde dünyaya gelmiş. Daha sonra yepyeni ve aydınlık yüzlü bir devletin bu küllerin arasından doğuşuna şahitlik etmiş. Akabinde gelen 2. Dünya Savaşı, yokluk ve sıkıntı yılları, soğuk savaşın dünyayı vesveseli bir hâle getirdiği, postmodern bir anlayışın ayak seslerinin kulaklarda çınladığı bir dönem… Ve nihayetinde askeri darbelerle sık sık uyuyup uyandırıldığımız karmaşa dolu günler… Hassas bir kalbe, incecik düşünen bir düşünce yapısına sahip olan Vecihe Hoca Hanım’ın dizelerinde hissedilen son derece lirik hüzünler bu çağ yangınlarının yansımaları…

Cumhuriyet aydınlık yüzünü en çok modern kadınlarımızla gösterdi. Yüzlerce yıl kafes arkalarında yaşayan Türk kadını Atatürk devrimlerinin ışığında önce kendini ve daha sonra kademe kademe bütün bir ulusu aydınlattı. Hem öğretmen hem kadın hem şair hem hatip hem de anneydi Vecihe Akdoğan…  Onun bu çok yönlü karakteriyle, bahsettiğimiz aydınlanmada yaptığı hizmetleri hesap edebilirsek, kıymetini daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum.

Şiir her ne kadar edebiyatın zorlu, bir o kadar da ele avuca sığmaz çocuğu olsa da insan ruhunu ondan daha kapsamlı, daha derinden yansıtan bir edebi tür henüz icat edilmemiştir. Vecihe Akdoğan’ın şiirleri okunduğunda şairin hassas, duygusal, sevecen, kadirşinas ve güçlü; bir o kadar da kırılgan ruhunu duyumsamamak mümkün değil. Neredeyse tanıdığı herkese şiirler yazması en çok dikkat edilmesi gereken yönü olmalı. Sevdiği insanlara dize hediye edecek kadar paylaşımcı bir kadın… Analığın şefkatli ve cömert yüzüyle gülümsemesi dünyaya bırakılmış ne de hoş bir seda…

Aziz ve güzel ruhu şad olsun.

Hatice Eğilmez Kaya