Arif Coşkun, Barışın Kuyumcuları
Barışın Kuyumcuları
Kötülükler bir yerde birikir birikir
En sevdiklerinden kopar ayrılır insan
Sevmek düğümünü sen
Ne kadar büyük ve berk bağlamış ol
Kirli resimler onca sıcaklığında bak
Üşür dururlar tozlu çerçevelerinde
Heyhat oysa onlar
Kirlerinden arınmak için ne vermezler
Değil mi en küçük çıkarlar uğruna
Senden biri o en yakının
Çıkar arkandan vurur seni kalleşçe
Ya Tanrıların şu soğuk şakasına ne buyrulur
Bülbülü gül dalına asarlar öldükten sonra
Ak muştusu yarınların ozanın gönlü
O her çağda yaşayacak senden biri
Dünyaları sıkmış yüreğine
Büyüktür çünkü sorunu
Gerçekleri yalın konuşacak
Anla yavrum
Süngü süngü doğrulan bir dağ nergisinin
Milyon kulaç yağmur sicimi
Milyon kova güneş sütü yoldur canı
Ve yaşamın gözü ne kadar gürse bir yerde
Kavaklıklarla buğdaylarımız
Sonsuza dek onca özgür
Adını karanlık düşürmüş alnına
Şurdan bir gemi mi geçti namlu yüklü
Saçı başı sinyallere karışmış
Uçan kuşa hükmeyler
Batacak doruklar da biliyorum
Savurarak fırlatır kovulmuş suları köprüler
Gör işte yan onu
Ve mavi eşitlik çölünde bir simgedir
Sev onu
Barışın kuyumcularına
Taş yüklemiş kara tren
Ak trenin yükü buğday
Biri tutsak mı edilmiş
Yasalara ters düştüğü için savı
Kelepçelerini elinle çöz
Ne çok gözleri var karanlığın
Nerde olursan ol yakalar
İki gönül arasından geçen yol ak trenin yolu
Saçlarını mavi taramış bir sabahtan çıkar
Sen doldur içini güneşlerle
Kötülüklerle savaş
Çember kur dostluklarla
Öğreneceksin bri yerde sayılar ayrılmaz olur bölen’e
Yayla kızının elinde altın tas
Özgürlükleri mavi dökünüp serinler
En güzel düşte
Denizin telvesi
Skar tayın alnındaki gökçe alan
Çiğneyip geçme bahçende açan çiçeği
Sev bütün çiçekler güzel
Dozu mavi olsun
En pahalı çelengi örsüne koy döv
Sen görme kan var günün şafağında
Yiğit başakta Ay söker yıldız balkır
Ve bu ak ölümü papatyanın yakışanı merde
Nefesleri türkü olmuş
Bu dünyadan nice Yunus
Nice Nazım geçti
Öğreniyoruz şimdi ozan ölmez
Yol eskir
Bu taş aşınır
Solar bu yeşil
Ak betiklerin mürekkebi kurumaz
(…
Yeşil bir sözcük düşürdür sazından Veysel
Uzanıp aldı Fikret ateşi yerden
Tutar avucunda en büyük inci
Diyeceklerini sıktı bir dizeye sığdırdı Yunus
Kokulu en güzel gülde açar
Ve küskün Nazım
“Memleketimden İnsan Manzaraları”nı
Dizi dizi sundu bize
Barışın kuyumcularının dövdüğü albümler içinde
Kitabın arka kapağından:
“Arif Coşkun, Yeditepe dergisinde şiire başladı. Kitaplarını da hep Yeditepe’de yayımladı. İlk kitabı ‘Günah Dağları’ndan bu yana on altı yıl süresince, aynı insancıl coşkuyla ve kendine özgü çok renkli bir iç dünyasını yansıtarak bir yükseliş çizgisi izledi. Hasan İzzettin Dinamo’nun da belirttiği gibi zengin paletli, duygulu yanıyla birlikte akılcı yanı da ağır basan bir ilerleme bu. Kendi köşesinde şiire şiir-dışı ögeler katmadan, sessizce çalışan Arif Coşkun’un bir başka özelliği de, sanat çalışmalarını hiç aceleye getirmek istemeyişi. ‘Çıkınımda Anadolu’dan bu son kitabına dek altı yıllık bir süre geçmiş olması da bunu kanıtlar. ‘barışın Kuyumcuları’ tıpkı öteki kitapları gibi buram buram Anadolu kokuyor, dizelerden insan sevgisi fışkırıyor, barış ve özgürlük duyguları yüceliyor'”