Bir çaktımcı kimdir?
Elbette bir insandır.. Ama bütün insanlardan belirgin bir farkı vardır. Duyularının standart bir insanda bulunan beş duyudan fazla olduğuna inanır.
Hint okyanusundaki bir adanın en yaşlı ağacının en yeşil yaprağını görürler de, ilk damarına tutunmuş karınca yavrusunun en cılız titremesini duyumsar onlar!
En gelişmiş teleskoplara girmeyen gökadalar, fi tarihindeki ilk çocuk kavgasının öyküsü, ekin değeri en yüksek ilk satırı başlatan duygu patlaması onlardan sorulur.
Geçen zamanı kollarındaki saatin sürekli artan saniyeleri sanırlar sadece…
Değişen sadece saçlarının rengi, belki de belleklerinin kapasitesidir.
Bir çaktımcıyı sıradan bir insandan ayırt etmek hiç de kolay değildir! En kestirme yolu ise aslında en talihsiz olanıdır. Çaktımcıyı tanımak için yaşamda yapabileceği biricik edimle yüz göz olmaktır bu. Yüzde yüz işe yarayacak bu şanssız deneyimin çıkmamacasına ruhuna kazıyacağı portrede ise şunlar vardır:
Çaktımcı, öykündüğü bütün çaktımcılar gibi tatminsiz bir küçük burjuvadır.
Cahildir ama gerçekten bildiği şeyleri pazarlamada çok usta olduğu için kendinden daha cahillerin gözünde her şeyi bilendir.
İktidardan anladığı, iktidarın bir insana verebileceği en yoz artı değerleri sınırsız kullanma özgürlüğüdür.
Cahiller, o her ağzını açtığında kollektif doğrulardan söz ettiğini sansa da, onun sadece kendi doğruları vardır. Bütün çaktımcılar gibi, kollektif doğrular içinde işine gelenleri almıştır sedece.
En iyi anladığını sandıkları bilim ruhbilimdir… Diplomaya hiç gereksinimleri yoktur. Sahip oldukları sarsılmaz ideoloji(!) bütün bilimleri cebinden çıkardığı için, yeryüzündeki bütün üniversitelerin bütün diplomaları üst gömlek ceplerindedir!
Bir çaktımcı görür görmez, duyar duymaz çakandır. Bir çaktım mı tam çakar üstelik!
Ama bir çaktımcı korkaktır, güvensizdir… En temiz saflıklara yabancıdır. Çakmak için her zaman bir Çapanoğlu aradığından, mutluluk ona uzaktır.
Ne yazık ki cahiller çok kalabalık olduğu için, çaktımcılar da hiç az değildir.
Bir çaktımcıyla başa çıkabilmenin yolu ya cahilleri eğitip çevresini boşaltmak ya da üzerinde durduğu çürük çarık döşemenin asla sağlam bir halı olmadığını anlatmaktır.
Bütün bunları yapmak hiç de kolay değildir. Güçlü bir irade ve sabır gerekir. Ama bir kez yeltenmek zorunda kalmışsan, şah mat diyene kadar bütün hünerini göstermek zorundasın satrançta. Bir çaktımcıyı ancak iyi bir satranç oyuncusu yenebilir.