BERFİN BAHAR DERGİSİ – SAYI 116 – EKİM 2007
içindekiler
Kültür Sanat ve Edebiyat Alanında Toplumcu ve Aydınlanmacı Bir Çizgide…
1995 Şubatında İsmet Arslan yönetiminde yayın yaşamına başlayan ve ayda bir yayımlanan BERFİN BAHAR Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisinin çıkış amacı şuydu:
” ‘Yükselen değerler’ adlı altında bireyciliği, köşe dönmeciliği, çürümeyi, yozlaşmayı…. sözün kısası ütopyasızlaştırmayı dayatan bu yoğun bombardıman altında, girdiğimiz sığınaklarda hazırlanıp, alnımızın akı sosyalist insana, daha güçle dönmeye bilenen, küçük bir ilmek olmayı bile çok önemseyen, mütevazi bir kültür-sanat-edebiyat macerası olmayı amaçladık.”
Berfin Bahar, 14 yıllık süreç içerisinde farklı bir kanal açtı ve Aralık 2008’de 130. Sayıya ulaştı.
Bunun yanında genç yazar ve şairlerin sesi soluğudur Berfin Bahar…
Ayağı bu ülkenin toprağına basan insanların dergisidir Berfin Bahar…
Ve yine bu topraklardan fışkıran, bir berfin bir kardelendir Berfin Bahar…
Berfin Bahar, her türlü güçlüğe rağmen, kültür sanat alanında toplumcu ve aydınlanmacı bir kanal açtı ve yoluna devam ediyor.”
Evrensel Gazetesi yazarı Ahmet Say’ın Berfin Bahar Dergisini tanıttığı yazı:
“Berfin Bahar, tam bir “İstanbul dergisi”dir. Çünkü, İstanbul’da gazete ve dergiciliğin, kitap ve her çeşit yayın işlerinin geleneksel mekânı, kendimi bildim bileli Cağaloğlu’dur; dergimizin yönetim yeri de Cağaloğlu Yokuşu’ndaki Evren Han’dadır. Birçok kuşağın gazeteci, yazar ve yayıncı takımı, bu dik yokuşu öylesine benimsemiştir ki, ona “Bizim Yokuş” deme alışkanlığındadır. Şunu da ekleyeyim: Eğer İstanbul’daki yayıncılık işlerinden biraz anlayan biri bana, dergi yönetim yerinin “Üsküdar”, ya da “Şişli” gibi semtlerde olduğunu söyleyecek olsa “Orası herhalde dergiyi çıkaran arkadaşlardan birinin ev adresidir!” diye düşünürdüm.
Bir derginin adı neden Berfin Bahar olabilir? Üstelik, derginin kapağında “BERFİN” küçük puntoyla yazılmış, “Bahar” ise onun 10 katı büyüklüğündeki harflerle yer almışsa… Ama bütün bunlar, dergi hakkındaki düşüncelerimi kıl payı olsun etkileyemez. Ben, 22 yıldır yayımlanan bu dergide okuduğum şiirlere, yazılara bakarım. Uzatmayayım, birçok yönüyle Berfin Bahar, iyi bir edebiyat dergisidir. Geçmişe (yani geride kalana) göz kırpmadığı gibi, postmodern, hatta ültramodern gibi “pek modern” eğilimlere de yakın ve yatkın değildir. Peki nedir? İşini yumuşak bir üslupla yerine getiren, kendinden emin, sakin bir dergidir o. İçeriğinde deneme ve anlatılara, (bu arada enine boyuna irdelenen kitap eleştirisi yazılarına) öykülere, şiirlere, sanat haberleri ve sanat etkinliklerine yer verir. Özetle “ürün sergileme”yi amaç edinmiştir.” Sahibi ve yazıişleri yönetmeni İsmet Arslan arkadaşımızdır. Ayrıca bir “yazı kurulu” yoktur. (Bu da iyi! Dergiyle ilgili şu ya da bu yönde düşünceleriniz varsa ve onları belirterek katkıda bulunmak isterseniz “muhatabınız” bellidir.) Sayısı 12 lira olan Berfin Bahar’ın 12 sayıdan oluşan yıllık abone ücreti 120 Liradır.
Dosya kâğıdı boyutlarında olan, kapak dışında 80 sayfadan oluşan ve karton kapağıyla ele gelir, kalın bir dergi özelliğindeki Berfin Bahar, Türkiye’de kültür/edebiyat dergilerinin sınırlı koşullarda bile olsa ısrarla yaşatıldığını örnekler. Yönetim yerinin adresi, Cağaloğlu Yokuşu, Evren Han 29/62 olan bu değerli derginin telefon numarası (0212) 513 7900, faks numarası (0212) 512 3720, e-posta adresi ise şöyledir: berfinyayin@yandex.com”