Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

YERELDEN ULUSALA… ÇAYYOLU’NDA BİR DERGİ:

ÇAYYOLU KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ

ÇAYYOLU KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ

YERELDEN ULUSALA… ÇAYYOLU’NDA BİR DERGİ:
ÇAYYOLU KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ
Hatice Eğilmez Kaya – Kamil Akdoğan

Dünya esasen güzel, bir o kadar da tuhaf bir yer. Kocaman bir pencereye de benzer aynı zamanda. Geçmişten günümüze milyarlarca insan bu pencereden var oluşun sınırsızmış izlenimini veren ufuklarını seyretti. Kimileri uykulu, kimileri ıslak, kimileri kapalı, kimileri aydınlık ve kimileri ne yazıktır ki kanlı gözlerle tanıklık / ya da müdahale etti uzam ve zaman adlı iki nehrin muazzam akışına. Gördüklerini unutanlar oldu; umursamayanlar, hiç görmemiş olmayı umanlar, her saniyesini ruhunun derinliklerinde yana yana yaşayanlar oldu. En çok da tanık oldukları manzarayı sayısız farklı araçla resmetmeye uğraşanlar iz bıraktılar ve acı çektiler kendi eksenlerinde döne dururken. Edebiyat ve sanat binlerce yıldır işte bu çabanın ürünü ve destekçisi olarak, evrilerek, yontulup bükülerek varlığını sürdürdü. Çayyolu Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi başta şiir ve edebiyat olmak üzere sanata katkıda bulunmayı kendisine hedef belirledi.

Her çağın bir yangını var, biz de olanca duyarlılığımızla yaşıyoruz kendi çağımızın yangınlarını. Bu nedenle olsa gerek bir günümüz diğer günümüze uymuyor. Yine de uyaktan ve rediften vazgeçsek de sözden vazgeçmiş değiliz. Elinizde tuttuğunuz dergiye dokunduğunuzda her bir yazar ve şairimizin kalp atışlarını duyumsayacaksınız. Meselemiz sanat, meselemiz şiir, meselemiz sözün her türlü hali.

Yine biz inanıyoruz ki dünyada yapılan en iyi işlerden birisi sözün yanında olmak, ona omuz vermektir. Dün dünde kalmasa da, gelenekten beslenmek bize güç kazandırsa da yeni şeyler söylemek bir uğraşı değil, zorunluluk ve eşyanın doğasına uygun bir durumdur. İnsanlığın binlerce yıllık emeğinin, hatalarının, kazanımlarının, değişimlerinin -ki bazıları buna evrim bazıları yıkım derler- üzerimizdeki izdüşümü kalemimizden süzülenlerin dünden farklı oluşunu sağlar. Cansız ve dilsiz taşın bile yosun tuttuğu gerçeğini görebilirsek bizim de yeni olma gerekliliğimizi fark edebiliriz. Yenilenmek ve farklılaşmak tıpkı yeşermek hatta kurumak kadar doğal bir süreçtir. Bu sürece karşı duranlar dahi asla aynı kalamazlar.

“Seyir ve seferimize devam dileğiyle, buyurunuz Çayyolu’na” deyip yola çıktık. Yürüdükçe çoğaldık, yürüdükçe kalabalıklaştık; yüreği güzel, coşkusu engin birçok dost edindik. Dördüncü sayımızın hazırlıkları sürerken usta kalemlerle genç kalemlerin buluşmasından gücümüzü aldığımızın farkındayız. Nasıl ki geçmiş geleceğin temelini sağlamlaştırırsa Çayyolu da bir eliyle ustalardan destek aldı, diğer eliyle gençlerin ışığına uzandı.

Yol insanı insan eder, elbette öte yandan yolları yol eden üzerinde gide gele iz bırakan insandır. Biz bir yola çıktık, kervan ya da kafile olduğumuz kesin. Nereye varırız, nerede kalırız, ne oluruz? Fazlaca bilinmez, tahmin de edilmez. Geleceğimize dair ahkâm kesmek ise gereksiz! Hele bir yürüyelim iyiye, güzele ve aydınlığa doğru; hep birlikte ve ellerimizi bırakmadan, çünkü en güzel duygulardan biri yol arkadaşlığıdır.

Resim, fotoğraf, edebiyat, müzik, tiyatro, sinema, dans… derken sanatın tüm dallarına uzanmaya çalıştık. Birçok sanatçı yol arkadaşımız oldu Çayyolu’nda. İnsan nesli dünya üzerinde ne yazık ki birçok kötü eylemde bulundu. Savaştı, nefret etti, ötekileştirdi, yaktı, yıktı, tüketti… Hâlbuki sanat öyle mi? İnsanın üreten, seven, hoş gören, güzele ve iyiye yönünü dönen, birleştiren, güzelleştiren yönüdür sanat. Sait Faik’in “dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey!” dediği gibi. Sanat kötülüklerin üstünü örtmez, tümüyle onlardan kurtulmayı hedefler. Bu nedenle Çayyolu Dergisi tavrını sanattan yana koydu. Tek prensibi sanatın ve dolayısıyla insanı da içerecek şekilde tüm dünyanın hatta evrenin baş tacı edilmesi oldu. Ayırım gözetmeksizin ve ötekileştirmeksizin…

Çayyolu Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi yola koyulduğunda pandemi kâbus olup çökmüştü dünyamızın başına, ne yazık ki yeni sayımıza hazırlandığımız şu günlerde de bütün hızıyla devam ediyor o kâbus. Yeni sayımız aynı zamanda yeni yılın, yani 2021’in ilk sayısı olacak. 1 Temmuz’da verdiğimiz ilk selamın ardından, 1 Eylül’de ve 1 Kasım’da çıkardığımız sayılarla 2020’ye veda ettik.
Bugüne dek çıkardığımız üç sayıda, Ataol Behramoğlu, Feyza Hepçilingirler, Veysel Çolak, Sabahattin Yalkın, Şerif Temurtaş, Hülya Soyşekerci gibi çok tanınmış isimlerin yanında Çayyolu’ndan ve bütün yurttan bize ulaşan seçme ürünlere de yer verdik. İlk sayıda bir kereliğine de olsa 64 sayfa çıktık. Böyle yaparak dergimize adeta yağan ürünlerin hepsini olmasa da önemli bir bölümünü almayı düşünüyorduk. Ama sevinerek gördük ki ikinci sayıdan itibaren sayfa sayımızı böyle bir dergi için standart diyebileceğimiz 48’e düşürmemize rağmen ürün akışı artan bir yoğunlukta devam etti, ediyor. Ama bu noktada dergimizi tam anlatabilmek için görselliğe verdiğimiz önemi açıklamamız gerekiyor. 48 sayfanın istisnasız her sayfası adeta ikinci ama görsel bir dergi gibi harcadığımız emekle dolu çünkü. Elbette bu emek, ilgisini esirgemeyip resimlerini, fotoğraflarını bize gönderen sanatçılarımız sayesinde bir değere dönüşüyor. Okuyucu bu yüzden kapağımızın hemen altında yer alan isim listesinde çok sayıda karikatürist, ressam ve fotoğraf sanatçısına rastlayabilir.

İlk sayıdan itibaren yayın kurulumuzda yer almamalarına rağmen seçkin bir yazar kadromuz oluştu. Giderek genişleyen bu kadro dergimizin nasıl tutulduğunun da bir işareti aynı zamanda. Bir yandan onların içerikleri, bir yandan da edebiyat dünyasından akan ürünler seçim yapmamızı kaçınılmaz bir biçimde zorlaştırdı. Buna rağmen gençliğe pozitif ayrımcılık yapmaya devam ettik. Biliyoruz ki geleceğin yazarları, sanatçıları onlar arasından çıkacak… Keza üçüncü sayımızla devreye giren çocuklar da bütünün içinde oluşan düzene ayrı bir zenginlik daha katarak yer aldılar sayfalarımızda…

Üç sayıda geldiğimiz noktayı en güzel ifade eden düşüncelerden birini ülkemiz şiirinin en önemli isimlerinden Veysel Çolak şöyle paylaştı:
“Çayyolu / Kültür, Sanat, Edebiyat’ dergisi biraz önce ulaştı elime. Sımsıcak bir dergi. Sevgiyle, tutkuyla hazırlandığı belli. Harika bir mizanpaj. Görsel bir şölen. Şairlerin, yazarların adları, fotoğrafları ürünleri destekliyor. Özenli bir sunum.

Okumanızı gönül rahatlığıyla öneriyorum. Yalnız bırakılmaması gereken bir dergi.”

2021 yılında güçlü bir kadro, birbirinden değerli misafir kalemler ve görsel şölenlerimizle devam edeceğiz yolumuza.
Lütfen bizi takip edin.

Not: Çayyolu Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, iki ayda bir yayımlanıyor. Dergimiz hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler www.cayyoludergisi.com adresini ziyaret edebilirler ya da iletisim@cayyoludergisi.com adresine mesaj bırakabilirler.

Sosyal medya hesaplarımız


https://www.instagram.com/cayyolukultursanatedebiyat

Dergimizin Künyesi

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Akdoğan Yayınevi adına Kâmil Akdoğan
Genel Yayın Yönetmeni
Hatice Eğilmez Kaya
Yayın Kurulu
Sabahattin Yalkın, Şerif Temurtaş, Merve Erdoğan, Habibe Nur Alperoğlu, Burcu Topağaç, Muhammed Balaban, Arzu Günal
Editör
Hatice Eğilmez Kaya
Görsel Sanat Editörü
Burcu Topağaç
Grafik Tasarım
Habibe Nur Alperoğlu
Halkla İlişkiler ve İletişim
Merve Erdoğan
Sosyal Medya
Merve Erdoğan, Burcu Topağaç, Muhammed Balaban
Çocuk Sayfası
Melis Akdoğan Gündoğdu
Gençlik Sayfası
Merve Erdoğan
Sinema Sayfası
Neşe Ürel
Tiyatro Sayfası
Sedat Atamtürk