GEZİCİ GAZETE – 16. GEZİCİ FESTİVAL
Gazeteden aktarılmıştır
12 Eylül 1980 sonrası Türkiye
Bu bölümde Adalet Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiği, 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığı, 171 kişinin işkence sırasında, 50 kişinin de idam edilerek öldürüldüğü 1980 askeri darbesini konu edinen iki film gösterilecek.
12 EYLÜL Özlem Sulak
İlk gösterimi Locarno Film Festivali’nde yapılan Özlem Sulak imzalı 12 Eylül (2010) adlı belgesel ise 12 Eylül’ü yaşayan 13 kişiyle yapılan görüşmeleri içeriyor. Sulak’ın filmi, takip, zulüm ve yıkımlarla dolu bu dönemin kişisel hayatlarda ve kolektif hafızalarda bıraktığı derin yaralarının izleriyle seyircisini yüzleştiriyor.
BEYNELMİLEL Sırrı Süreyya Önder, Muharrem Gülmez
Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez’in birlikte yönettikleri Beynelmilel (2006), 1982 yılında geçiyor ve bir Güney kasabasında askeri yönetime ayak uydurmaya çalışan kasaba halkı ve bir müzik grubu üzerinden dönemin trajikomik olaylarını anlatıyor. Ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller alan Beynelmilel, 12 Eylül darbesiyle yeterince yüzleşememiş Türkiye sinemasında bu konuda çekilmiş en iyi filmlerden biri sayılıyor.
11 Eylül 1973 sonrası Şili
1 Nisan 1964 sonrası Brezilya
KAYIP Costa Gavras
Usta yönetmen Costa Gavras’ın başyapıtlarından sayılan Kayıp (1982), Pinochet diktatörlüğü yönetimi altındaki Şili’de gözaltına alındıktan sonra “kaybolan” gazeteci oğlunu arayan Amerikalı babanın hikâyesini anlatırken, izleyiciyi Amerika’nın 1973 Şili darbesinde oynadığı rolle de yüzleştiriyor. Politik sinemanın en önemli örneklerinden biri sayılan Kayıp, Cannes’da En İyi Film Ödülü’nü Şerif Gören’in Yol (1982) filmiyle paylaşmış ve “En İyi Uyarlama Senaryo” dalında Oscar kazanmıştı.
ANNEMLER TATİLDE Cao Hamburger
Cao Hamburger’in yönettiği Annemler Tatilde (2006) izleyiciyi, 400’den faz- la insanın öldürüldüğü ve 160 kişinin de kaybolduğu 1964 darbesi sonrası Brezilyasına götürüyor ve siyasi suçlu olarak aranan anne ve babası tarafından dedesine bırakılan on yaşındaki Mauro’nun yaşadıklarını anlatıyor. Mauro, anne ve babasının tatile gittiğini düşünür ve dedesinin Yahudi mahallesindeki evinde tek başına onları bekler. Film bir yandan Dünya Kupası finallerinin heyecanına kapılmış Brezilya’yı anlatırken darbenin gölgesinde hayatların nasıl şekillendiğini de hüzünlü bir dille sunuyor. Sao Paulo’dan Cartegana’ya birçok festivalde 30’a yakın ödül toplayan Annemler Tatilde, hüzünlü ve insancıl hikâyesiyle izleyiciyi derinden etkiliyor.
28 Mayıs 1926 sonrası Portekiz
48 Susana de Sousa Dias
Susana de Sousa Dias’ın kendine özgü ve yenilikçi bir sinema dili kullanarak çektiği 48 (2009), 1926’dan 1974’e kadar tam 48 yıl süren António de Oliveira Salazar diktatörlüğündeki Portekiz’de, askeri rejim döneminin siyasi mahkûmlarıyla hapsedilme, işkence ve cesaret üzerine yapılmış görüşmelerden oluşuyor.
YARGIÇ VE GENERAL Elizabeth Farnsworth, Patricio Lanfranco
Pinochet dikatötürlüğünü konu edinen bir diğer film ise Yargıç ve General (2008). Şilili yargıç Juan Guzmán’ın diktatör Pinochet’nin adalet karşısına çıkması için verdiği mücadeleyi anlatan film, Şili’deki demokratik değişimle birlikte Guzmán’ın politik değişim sürecine de tanıklık ediyor. 2000 yılında Pinochet’nin dokunulmazlığının kaldırılması için kamu davası açan, 2004 yılında ise, 70’lerin sonunda Güney Amerika’da kurulan askeri diktatörlüklerin sol muhalefeti ortadan kaldırmak için yürüttükleri Colombo operasyonunu da içeren bir davayla Pinochet’nin yargılanmasını sağlayan Guzman’ın hikâyesi darbeyle hâlâ yüzleşememiş ülkelere, özellikle Türkiye’ye örnek olabilecek türden.