Karakedi Dergisi, Sayı 23
SUNUŞ YAZISI
“Sessiz Olun Şimdi Antakya Anlatacak…”
“iki şey var ancak ölümle unutulur / anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü” demiş büyük üstad Nazım. Saman Sarısı isimli şiirde yer alan bu dizelerde, hafızamızın unutması mümkün olmayan ve önemlisi kimliğimizin biçimlenmesinde rolü büyük iki temel ögeye vurgu yapılır: İçinde doğup büyüdüğümüz şehir ve bizi yetiştiren kadın. Şehirlerin, bireyin kimlikleşme sürecinde anamız kadar etken olduğu yadsınamaz. “İnsan yaşadığı yere benzer” demiş bir başka şair. “O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer / Suyunda yüzen balığa / Toprağını iten çiçeğe / Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine…” diye devam eder Cansever. Şehirlerin de bir kimliği, bir tarihi, bir kültürü, ruhu ve duruşu vardır. İçinde yaşayan toplumu etkiler ve besler. Edebiyatın ve sanatın, yaşamdan olduğu kadar kentlerin ruhundan da beslendiğini, saçılan ışıktan görebiliyoruz. Bu nedenle şunu söylemek mümkün: edebiyatı ve edebiyatçıyı besleyen önemli bir damardır kentler.
Roma’dan genç, İstanbul’dan yaşlıdır Antakya. Seleucuslar tarafından kurulan şehir, coğrafik konumu itibariyle stratejik öneme sahip olmuş ve hep dikkat çekmiştir. Hitit, Grek, Pers, Roma, Bizans, Memlük gibi çok sayıda impartorluğun egemenliğine girmiş değişik uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Çeşitli uygarlıkların doğumuna ebelik etmiştir. Kimi zaman başkent olmuştur. Kentin tam orta yerinden geçen Asi (Orontes) nehriyle, mitolojik hikayelerin, efsane aşkların, Defne- Apollon’un, Antonyus’un Kleopatra rivayetinin yeri yurdu olmuştur. Hırıstiyanlığın yayıldığı yerdir aynı zamanda Antakya. Çok kültürlü, çok kimlikli, çok inançlı, çok dillidir. Tarihin içinde bir kent, kentin içinde bir tarihtir. Bu yanıyla tarih üreten kent desek tam yeridir.
Bir dönem felsefe okullarıyla ün salmış Antakya’nın eski sokaklarında dolaşırken yanından geçtiğiniz taşların fısıldadıklarını ve size anlatmak istedikleri bir şeyler olduğunu duyumsayacaksınız. Durun ve seslerine mutlaka kulak verin, dinlemeden geçmeyin sakın! Birbirinden değerli hikaye ve masalların içinde bulacaksınız kendinizi. Libanius’un kokusunu taşların ağlayan sesinde duyacaksınız. Dördüncü yüz yılda Libanius’un akademisinde sessizce ders dinleyen İmparator Julian’a selam vermeyi unutmayın duyduğunuzda.
Asi kenarında nauraların öğüttüğü, şarıl şarıl çağlayan suları dinlemeye koyulalım sonra. Kardeş kokusunu Bekaa’dan getiren, aktıkça çoğalan ve coşan suların hikayesini mutlaka dinleyelim, dinleyelim…
Sessiz olun, şimdi Antakya anlatacak.
Edip YEŞİL / Antakya
Karakedi Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi
Web adresi : www.karakedidergi.com/
İnstagram : karakedidergi
Facebook : @karakedidergisi
Twitter : @Karakedi_Dergi
Bu Sayıda:
Utkun Büyükaşık, Edip Yeşil, Neval Savak, Uğur Karaca, Selman Büyükaşık, Binnaz Demir Aydemir, Uğur Ataş, Ayfer Çavuş, M. Devran Özer, G. Yağmur Akbulut, Özge Artıkaslan, Ayşenur Akın, Gülsüm Erkaya, Demir Zengin, Oktay Güler, Gülnar Ferruhkızı, İkram Güneş, Ömer Micingirt, Süleyman Kalman, Merve Dağcı, Buğse Karadeniz, Hamiyet Kopartan, Erhan Yıldız, Gülten Ağrıtmış, Gökay Ataç, Oğuz Anıl, Cemal Karsavran, Muhammed Yakupi, Ayşenur Akın, Hakan Suna, Aslıhan Ergüven, Meral Tabakoğlu Toksoy, Barış Özemre, Gamze Oğuz, R. Tuğrul Oğulata, Yahya Ünlü, Özgür İrenhür
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz
Youtube’tan takip edebilirsiniz.