Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Sabit Fikir Dergisi, Sayı 129

Sabit Fikir Dergisi, Sayı 129

Sabit Fikir Dergisi, Sayı 129

Sabit Fikir Dergisi, Sayı 129

EVİ SEVDİREN ŞAİR: ZİYA OSMAN SABA
Sade ve huzurlu bir hayattan başka beklentisi yoktu Ziya Osman Saba’nın. Yeter ki güzel hatıralarla doldurmayı başarabilsin içini. Yeter ki dedikodudan, hasetten uzak nefes alınabilsin. Takvim koparılacaksa koçanından böyle bir evde koparılmalıydı. Raflar doldurulacaksa reçel kavanozlarıyla, sevgilinin ellerini boyamalıydı vişneler.

RICHARD FARIÑA’NIN YALANLARLA
ÖRÜLÜ YAŞAM ÖYKÜSÜ
Bohem. Flâneur. Seri masalcı. Kendi deyişiyle “ayna yapan adam”. Yalandan da olsa gerilla. Şair. Öykücü. Thomas Pynchon’un hem arkadaşı hem de hayran olduğu bir romancı. Bob Dylan’ın hem dostu hem de rakip gördüğü bir müzisyen. New York’un folk müzik patlaması yaşadığı yıllarda sahneye çıkıp şarkılar söylemiş, masallar anlatmış. Kendine maceralar uydurmuş ve hayatının her anını doğaçlama yaşamış. İlk
ve tek romanı matbaadan çıktıktan iki gün sonra da ölmüş. Bu yazıda size muhtemelen adını ilk kez duyacağınız bir yazardan, tek romanıyla unutulmazlar arasına yerleşen Richard Fariña’dan söz edeceğim.

“SANAT SAYESİNDE DÜNYAYI
FARKLI ŞEKİLDE ALGILADIM”
Yayınlandığı günden itibaren bütün dünyayı etkisi altına alan La
Casa de Papel dizisinde Berlin karakterini canlandıran Pedro Alonso O’Choro bu kez yazdığı kitapla dikkatleri üzerine çekti. Duygusal açıdan zorlu bir süreçten geçen O’Choro, psikolojik destek sonrası romana yönelmiş. Şamanik yolculuk, regresyon, psikoterapi derken dünyanın farklı ülkelerini gezen İspanyol oyuncu, Tatiana Djordjevic ile tanıştıktan sonra hayatının değiştiğini ifade ediyor. Acının derinliklerinde ilerlemeye çalıştığını belirten O’Choro, manevi yolculuğu ve yazı serüveni hakkında şunları söylüyor: “İyi ve kötü otların olduğu bir bahçem varmış gibi hissediyorum. Yaşadıkça büyülü bir şekilde yazmaya devam ediyorum. Bakalım hangisi yeşerecek… Canlı olmanın büyüsüyle bağlantı kurmalıyız. Her şeyin özgün tadını yakalamaktır bu büyü. En basitinden hepimiz ekmek yiyoruz ancak farklı algılarla başka şeyler hissediyoruz. Kendi içimde, bir ateşin karşısında yaşlı biriyle oturmuş gibiydim. Burada ilkellik duygusunu keşfettim.” Filipo’nun Kitabı’nda Pedro Alonso O’Choro, hipnoz yoluyla yapılan regresyon seansında, imparatorluk günlerinde doğuda göreve giden Romalı asker Filipo olarak yaptığı yolculuğu anlatıyor. Kitapta Tatiana Djordjevic
ile kendisinin yaptığı resimler de bulunuyor. O’Choro ile “Filipo’nun
Kitabı” hakkında konuştuk.

KEMANKEŞLERİN YOLCULUĞU
Paulo Coelho’nun, okçuluğu felsefi bir zemine oturtarak yaptığı ‘hayat dersi’ niteliğindeki tanımlamaları Okçu’nun Yolu’nu akıcı ve ilgi çekici kılıyor. Yazar bu üslûpla adeta konu ettiği oku eline almış, her kitleden edebiyat okurunu kucaklayarak hedefi on ikiden vurmak için yola çıkmış gibi. Vurmuş mudur, orası muamma. Alakamı celbeden pasajlarla karşılaşsam da hissettirdiği ‘kısa yoldan’cılıkla beni biraz ıskaladı.