Yunan Efzon alayı aldığı emperyalist destekle İzmir’e çıktığında Osman Nevres ya da namı diğer Hasan Tahsin ismindeki yurtsever bir gazeteci, alayın bayraktarını tarihi kurşunuyla yere sermişti. Aynı Hasan Tahsin geçmişte de cezaevine girmek pahasına susmamış, kendi ulusunu aşağılayan bir filme tahammül edememiş, sinema salonunun perdesini kurşun yağmuruna tutmuştu. Sonrası ise “anarşist”, “terörist” naralarıyla tutuklanmaktan başka bir şey değildi. Hasan Tahsin bir kahramandı ve son yıllarda bilinçli bir çabayla unutturulmaya çalışılsa da hala milyonların gönlünde aynı sıcaklıkta yaşamaya devam ediyor.
Muntazır El-Zeydi ise günümüzün yurtsever gazetecilerinden biri. Amerikan başkanı Bush, ne kadar zarar verdiğini görmek için gittiği Irak’ta El Zeydi’nin made in Turkey ayakkabısıyla protesto edilmişti. Bush’a ayakkabısını fırlatan El Zeydi hiç şüphe yok ki Amerikan emperyalizminin gözünde bir teröristten farksızdı ama onun yaptığı şey dünyanın dört bir yanındaki insanlar tarafından coşkuyla alkışlandı, alkışlanıyor.
Hasan Tahsin bir Türk’tü, El Zeydi Iraklıydı.
İkisi de gazeteciydi.
İkisi de emperyalizmin kirli suratlarıyla yüz yüze kalmış ulusların ferdiydi.
İkisi de vatanlarını düşünüyor, ikisi de emperyalizmin boyunduruğunu kabul etmiyordu.
Biri kurşununu kullandı, biri ayakkabısını.
İkisi de hedefi tam on ikiden vurdu.
İkisi de unutulmayacak.