İMGECİ SOSYALİST ŞİİR ve ARTİSTİK REALİTE
İmgeci sosyalist şiire göre, Şiir, poetik imgelerin, bir
ya da daha çok izlek etrafında, metinsel bütünlük oluşturacak şekilde
örgütlenmesidir. Bu tanımdan da çıkarsanabileceği gibi, imgeci sosyalist şiire
göre, Şiir’in temel birimi poetik imge’dir. Çünkü Şiir, doğal dil (gidimli dil)
içinde şair özne tarafından geliştirilen özerk bir üst dildir (metalanguage).
Bu da poetik imgeler aracılığıyla, doğal dilin sözdiziminin (sentaks) bilinçli
olarak bozulup özgün bir dizgeyle yeniden kurulmasıyla oluşturulur. Şiir’e dair
tüm diğer teknik unsurlar (mecaz, benzetme, tevriye, kinaye, kişileştirme,
uyak, cinas, aliterasyon, asonans, vs…), Şiir’in biçimsel öğeleri olarak poetik
imgenin yardımcı unsurlarıdır (Özdemir İnce, bunların bazılarını “tâli imge”
diye tanımlar, ama ben bu tanıma katılmıyorum.)
Poetik imge, nesnel gerçekliğin insan bilincinde,
estetiksel olarak öznel yansımasıdır. Bu artistik (sanatsal) yansıtma, aynadaki
gibi birebir olmayıp, nesnel gerçekliğin şairin bilincinde alımlanıp yeni bir
gerçekliğe, artistik gerçekliğe
dönüştürülerek dışsallaştırılmasıdır. “Sanat, gerçekten daha gerçektir” lafı
palavradır, sanat yeni ve sanat
öznesi kişinin biçemine koşut olarak özgün
bir gerçeklik (realite) kurar. Bu realite, nesnel gerçeklikten farklıdır, ama “daha”
gerçek değildir. Hiçbir şiir, günde 12 saat köle gibi çalışan bir çırak çocuğun
acısı kadar gerçek değildir, ama Şiir, bu acıyı görülenden daha etkili
yansıtır. Bunu öncelikle farkındalık yaratmasıyla yapar, empati kurdurarak
acının “görülmesini” sağlar ve bunu, şair
öznenin yetisi ölçüsünde çarpıcılıkla estetize edilmiş söylemle yapar.
Poetik imge, şair tarafından dışsallaştırıldığı andan
itibaren, yani şiirin yazılma süreci bitip herhangi bir yolla yayımlandığında,
yaratılan artistik realite, nesnel gerçekliğe eklemlenir. Böylece yaratılan artistik
realite ile nesnel gerçekliğe estetik bir müdahalede bulunulur.
Dışsallaştırılan poetik imgenin oluşturduğu artistik
realite, nesnel gerçekliğin bir parçası olarak okura ulaşır ve okurun
bilincinde, her okurun bilinç ve estetik algı düzeyine göre alımlanır ve
yeniden yaratılır. Bu da okurun bilinç ve estetik algı düzeyine artı değer
katar ve okurun bireysel dönüşümüne katkıda bulunur. Bu katkı, okur öznenin
eylemlerine yansır ve şiirin nesnel gerçekliğe müdahale süreci devam eder. Zaman
içinde, okur öznenin kendi çapındaki kişisel müdahalesini de içeren nesnel
gerçeklikteki değişim, şair öznenin yeni yaratısının kaynağı olacak olan yeni
nesnel gerçekliği oluşturur. Böylelikle, sanatsal yaratım, karşılıklı olarak
şairi de okuru da etkiler. Bu elbette, her sanat eserinin kendi hacmi
doğrultusunda oluşacak bir etkidir. Sonsuz parametreler kombinasyonu olan
hayatın işleyişinde, bir şiir bazen, gelecekte ülkeyi hatta dünyayı politik,
bilimsel, felsefi, sanatsal açıdan büyük ölçüde etkileyecek bir okur öznenin
bilincinde kapılar açabilir.
Şiir, nesnel gerçekliğe kattığı artistik realite ile
küçük adımlarla da olsa dünyayı değiştirmenin sanatsal yollarından biri ve
muhtemelen en etkilisidir.
SERKAN ENGİN
Aralık 2014