Eskiden bir Sülün Osman vardı. Köylerinden kalkıp İstanbul’a göç etmiş garibanlara Galata Kulesi’ni satardı.
Ardından bir sürü banker bilmemneler çıktı. Üç beş kişiyi yüksek faizle zengin ettiler ama binlerin on binlerin paralarını ceplerine indirdiler.
Sonra özelleştirme vurguncuları çıktı. Yakın durdukları iktidar partilerinin çıkardıkları kanunlarla heba edilen zenginliklere birer birer kondular. Kimi zaman beş kuruş para vermeden, kimi zaman kondukları tesisin kasasındaki paradan daha az ödeyerek soydular.
Sonra sonra ihale soyguncuları boy gösterdi. Yandaş olmanın devasa olanaklarını tepe tepe kullandılar. Düne kadar adları sanları duyulmamış birileri, altından asla kalkamayacakları dev projeleri ne hikmetse yapar hale geldiler.
Sülün Osman satardı, bunlar sadece alıyorlar. Elbette ortak yanları yok değil. Sülün Osman da üretmiyordu, bunlar da üretmiyor. Hepsi üretmeden kazanıyorlar.
Günümüzde para kazanmak, nerede olursa olsun iktidara yakın olmaktan geçiyor. Böyle bir onursuzluğu göze alan ve biraz da kafasını çalıştıran herkes para kazanabilir Türkiyamızda…