Işıklar içinde yat İsmet Kavaklıoğlu!
Canım yurdumuzun herhangi bir köşesinde 10 insan evladının katledilmesi gibi bir gelişme yaşansa günlerce değil yıllarca konuşulur öyle bir olay. Ne yazık ki ülkemiz, insan yaşamının son derece ucuz olduğu bir coğrafya özelliği taşıdığı için benzer katliamlar çok sık yaşandı. Yıllarını, isimlerini saymaya gerek yok, herkesin aklına bir anda pek çok örnek gelebilir. Bunların bazılarının unutulması ya da gündemde yer almaması için ne kadar şeyin yapıldığını da bilenler biliyor zaten. Yayın yasakları en başta gelen uygulamalar oldu bu tür katliamlarda.
Böylesi katliamları unutmak mümkün değildir ama hatırlamak ya da hatırlatmak da acıdır işin doğrusu. Yaşandığını, unutulmadığını bildiğiniz halde gözleriniz gazete sayfalarında ya da internet haberlerinde, sosyal medyada yüreğiniz yana yana görmek ister o karanlık günün yıl dönümündeki paylaşımları.
19 Aralık 2000 tarihi belki pek çok kişi için bir anlam ifade etmeyecektir ama onun anlamını bilen milyonlar yaşıyor bu ülkede. Adına “Hayata Dönüş” denilen bir operasyonla ülkemizin dört bir yanındaki cezaevlerine girilmiş yüzlerce siyasi tutuklu öldürülmüş ya da yaralanmıştı bu tarihte. 26 Eylül 1999 ise bu operasyondan bir yıl önce yaşanmış bir başka katliamdı. Bugün bir müze haline getirilmiş olan Ulucanlar Cezaevi’nde 10 siyasi tutuklu katledilmişti o gün. Elinde her gücü bulunduran bir zihniyetin dört duvar arasındaki insanlara ateşli silahlarla saldırmasıyla gerçekleşmişti. Belki de bir yıl sonra yapılacak en büyük hapishane operasyonunun bir provasıydı.
Canım yurdumun 10 insan evladı burada katledilmiş çok daha fazlası ise yaralanmıştı o gün. Yani bundan tam 19 yıl önce…
İşte gözlerim gazete köşelerinde ya da internet sayfalarında bu yıldönümünü aradı ama maalesef bulamadı. Çok da değil 19 yıl önceydi sadece ama üç satırlık haber olmaya bile layık görülmemişti.
Ölenlerden bir tanesi İsmet Kavaklıoğlu idi, dünya güzeli bir insandı ve daha güzel bir dünya; özgür, bağımsız, demokratik bir ülke istiyordu… Bütün kabahati buydu…
Işıklar içinde yat İsmet Kavaklıoğlu!