Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Bir Karanlık Kalkışma

Bir Karanlık Kalkışma

Tarih: 23 Temmuz 1968, Yer: Konya


Bir gün sonraki gerici basın Konya’daki gelişmeleri “Hadiselerin mes’ulü komünistlerdir”, “Hadiseler milletin komünistlere karşı ilk ve küçük bir tepkisidir” diyerek manşet yapıyordu. O sözlerde adı geçen “komünistler”, olaylardan kısa bir süre önce Amerikan emperyalizmini protesto için düzenlemek istedikleri “emperyalizmi
kınama” mitinglerini erteleyen TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası), TMTF (Türkiye Milli Takebe Federasyonu) gibi demokratik kitle örgütleriydi. Olası bir çatışma ortamına girmemek için mitinglerini ileri bir tarihe ertelemişlerdi.


Aynı manşette “millet” diye tabir edilen kesim ise Adalet Partili militanlar ve yeşil sarıklı mollaların başını çektiği gerici gruptu. “Kahrolsun Komünizm” sloganları eşliğinde yola çıkan güruh vilayet önünde toplandıktan sonra ilk olarak Öğretmenler Derneği lokalini basmış, buradaki öğretmenleri dövmüş ve dernek binasını yerle bir etmişlerdi.
sonra kitabevlerine yönelmişlerdi. Üç kitabevi Öğretmenler Derneği ile aynı akıbeti paylaşmıştı. Çok sayıda kitabı yaktıktan sonra “Yeni Konya” gazetesinin dört katlı binasını da yerle bir etmişti saldırganlar. Baskı makinelerini parçaladıktan sonra Türkiye İşçi Partisi il merkezine gitmişler, burayı da yağmaladıktan sonra Selçuk Öğretmenevi’ne yönelmişlerdi.

Diğer hedefler ise kentin genelevi, orduevi ve içkili lokantalardı. İlerleyen yıllarda en somut acısını 2 Temmuz 1993’te Sivas-Madımak otelinde yaşadığımız bu gerici kalkışma, dönemin Bugün gazetesinde şulebaş’ın mimarı Şule Yüksel Şenler tarafından şöyle kışkırtılmıştı.

“Üniversiteli “sosyalist” kız talebelerin ellerinde dahi, memleketimizde hiç görülmemiş, sıkıldığı zaman insanı derhal 24 saat müddetle bayıltan hususi ‘gaz tabancaları’ ve çeşitli silahlar vardır. Ve yine bu sosyalist kızlar da dahil olmak üzere bütün sosyalistler hususi “judo” dersi almışlardır. Yani bu demektir ki, judo bilen bir
sosyalist kız herhangi bir sol hareket, karşısına çıkan 15, hatta 50 erkeği bir iki el-kol-bacak hareketiyle yere serecek ve diğerlerini de gaz tabancasıyla 24 saat hareket edemez hale getirecek-bayıltacak. Gerisini siz düşünün.” (22 Temmuz 1968 tarihli Bugün gazetesinden aktaran: Birgün gazetesi, 20 Temmuz 2008, Pazar)

Gericiler 40 yıl sonra çok daha geniş olanaklara kavuştu. 40 yıl önce Şule gibileri türbanı yaymak için köşe bucak gezerken, bugün türban resmi kurumlara bile girdi ve temsil ettiği gericilik nerede duracağı bilinmeyen bir hızla ilerliyor. Ya ortaçağ karanlığı, ya demokratik laik tam bağımsız Türkiye!
Ne şeriat ne darbe, yaşasın tam bağımsız laik demokratik Türkiye!