GİRESUN MÜZESİ
Binanın dıştan görünümü tipik bir Rum kilisesini andırıyor. İçeri girdiğimizde çok daha görkemli olduğu anlaşılıyor.
Kişi başına 2 YTL ücret ödeyerek girdiğimiz bu yer Giresun müzesi. Oysa her haliyle yüzlerce yıl öncesinden miras kaldığı belli olan devasa binanın gerçek adından eser yok ortada.
Müze ziyareti boyunca bizlere refakat eden genç çocuk bu binanın kısa bir süre öncesine kadar cezaevi olarak kullanıldığını anlatıyor. Buna rağmen tavandaki kubbenin tam ortasında duran görkemli Hz. İsa mozaiği hiç yıpranmamış. Buna sevinirken rehberimizin Giresun’la ilgili sözlerini duyunca ağır yaralı gibi hissediyoruz kendimizi. “Giresun en temiz yerlerden biri” diyor rehberimiz ve temizlikten kastettiği şeyin kentte bir tane olsun yerli Rum ya da Ermeni kalmaması olduğunu anlamakta gecikmiyoruz. Dediği şeylerin ağırlığını duyumsamaktan o kadar uzak ki, onunla tartışmaya girmenin hiçbir sonuç vermeyeceğini bilmek biraz daha üzüyor insanı.
Bir zamanlar kim bilir hangi Rum ya da bir başka halkın çocuklarının kahkahalar içinde oyunlar oynadığı sokaklardan geçiyoruz. Keşke onlar da burada olsaydı ve kardeş kardeş dalgalansaydı Karadeniz diyoruz. Ama mümkün değil artık.
Giresun’un en görkemli tepesinde, bütün kenti boyunduruğuna almış bir mezar olanca ağırlığıyla çöküyor kentin üstüne.
Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde asılarak idam edilen Topal Osman hiçbir günah işlememiş gibi sahipleniliyor.
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz