BİR ÇİÇEK: LALE
Ters açan lale, beyaz lale, Hollanda lalesi, Laleli, Lale devri…
Doğunun ışığı, aşkın simgesi…
“Laleler, laeleler güzel laleler…”
Orta Asya dağlarından başlayıp tarihimizde bir dönemin adını
aldığı İstanbul’a, İstanbul’dan Avrupa’ya yayılan bir öyküdür lale…
Yaşamın bütün güzellikleri gibi kısadır ömrü…
Romanlara, çinilere, semtlere, şarkılara, şiirlere sayısız
kez ilham verecek kadar güzeldir.
Onsekizinci yüzyılın İstanbulunda tam sekiz yüz kırk dokuz
çeşitinin yetiştirildiği söylenir. Çiçekçiliğin en önemli devlet görevlerinden
biri olduğu kabul edildiği günlerde Ankara’da açlıktan insanlar yaşamını
yitirmekteydi oysa ki… Lale, kaplumbağaların üzerine tutturulan mumlarla
akıllarda yer etmiş çılgınca bir eğlence döneminin adıydı.
Derler ki, Ferhat’ın göğsüne sapladığı hançerden kan yerine
damlayan kırmızı çiçektir lale. Tanrı da üzülmüş olmalı ki Şirin’in ölümüne,
aşkı anlatacak bir öyküye konu etti onu.
Beyazdır, sarıdır, kırmızıdır lale…
Kısaca aşktır,
Yaşamın rengi, yaşamın çiçeğidir lale!
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz