Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Barışın Kuyumcuları

Barışın Kuyumcuları

Barışın Kuyumcuları

Barışın Kuyumcuları

Doğrulama gibi bir şansım olmadı ama bulabildiğim bir kaynak Antakyalı şair Arif Coşkun’un doğum günü olduğunu yazıyordu 1 Mart için.

Barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda Barışın Kuyumcuları’nı hatırlatmak istedim ben de.

Kitabına da adını veren o müthiş şiirinde “barışın kuyumcularına taş yüklemiş kara tren” diyerek ne kadar da zor olduğunu anlatıyordu barışın…

Şöyle bir gözlerini kapatıp düşünse insan elbette savaşın çok daha zor olduğunu görecek, görmeli de…

Ama heyhat! Öyle günlerden geçiyoruz ki, sanki savaş değil başka bir şey bu yaşananlar…

İstatistikler, rakamlar sanki sadece metal parçalarından ibaret. Televizyon ekranlarında insan hayatına karşılık gelen her gün değişen rakamlar duyuyoruz ve dijital olanakların eşliğinde izliyoruz gerçek ölümleri…

Oysa o kadar büyük dertleri var ki insanların, onları izlemeye hiç ihtiyacı yok…

Barış üzerine yazılmış en güzel şiirlerden birinde şunları söylüyor komşumuzdan bir ozan Yannis Ritsos. Özdemir İnce de ne güzel çevirmiş dilimize…

“Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir
barış.
Gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme
elinde yemiş dolu bir zembil
ve alnında ter tomurcukları
-pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi-
akşamüstü eve dönen babadır barış.
(…)”

Bu şiirdeki ütopya gerçek olsaydı; satırlar sevda sözleriyle dolar; oğullar, babalar sapasağlam dönerlerdi evlerine…

Barış ve Kardeşliğin Şehri Hatay birkaç hafta sonra yapılacak Barış Koşusuna daha bir huzurla katılır, enerjisini önümüzdeki yıl yapılacak Expo 2021’e ayırırdı mesela.

Bu şiirdeki ütopya gerçek olsaydı, Barış ve Kardeşliğin Şehri Hatay’ın sokaklarından tanklar, obüsler, çok namlulu roketatarlar değil; başlarına defne yaprağından taç takmış gençler gülümseyerek geçerdi.

Bu şiirdeki ütopya gerçek olsaydı, Barış ve Kardeşliğin Şehri Hatay’da çanlar ezanlar hazzanlar baş sağlığı için ses vermezdi…

Bu şiirdeki ütopya gerçek olsaydı İdlib’den acı haberler almaz, yüreklerimiz gencecik evlatların acılarıyla yanmaz, yurdun dört bir yanı yasa bulanmazdı…

Ama adı bile savaş konmamış bir savaş hem canlarımızı alıyor hem zaten zayıf olan ekonomiye darbe vuruyor, hem de yarınlarımızı tehdit ediyor…

Özyurt Gazetesi