Cemreler Düşerken
Eskiden ne internet vardı ne de iletişim bu kadar yaygındı.
Cemrelerin düştüğünü büyüklerimiz söylerdi örneğin. Şimdiki gibi net tarihler de bilmezdik baharı beklerken…
Bir keresinde anneannem sabah kalktığında elini yıkamış ve cemrenin suya düştüğünü ilan etmişti… Ben de elimi değdirdiğimde sanki her zamankinden daha sıcak bulmuştum suyu.
Sözlükler “havaya, suya ve toprağa düşen ateş parçası” diye yazar cemre için. Öyle bir ateş parçasıdır ki o cemre düştüğü yeri bahar yapar.
Ne yazık ki cemrelerin düştüğü şu günlerde savaş tamtamları alabildiğince güçlü vuruyor…
Gün oldu
Cemreler
Titremeye başladı
Topraktan.
Olmaz olsun
Şu tanklar
Motor sesleridir
Tırtıllı traktörler
Bana yakışan.
Enver Gökçe’nin dizelerinde baharın ve sıcağın müjdecisi cemreler, savaşın imgeleriyle beraber böyle yer almış.
Baharı karşılarken üç kez adını anarız bu mitolojik kor parçasının. 20 Şubat’ta suya düştüğünde almıştık haberini ilk olarak, altı gün sonra toprağa düşmesini izliyoruz şu sıralarda… Buna en çok sevinenler ise herhalde Elazığ Depremi’nde evsiz barksız kalıp afet çadırlarında yaşayanlarla, varil bombalarından kaçıp kuzeye doğru aç perişan yola koyulan komşular olsa gerek.
Cemre üçe kadar saymasını bitirdiğinde daha bir ısınacaklar elbette…
5 Mart’ta, yani 5 Mart 2020’de, üç diyecek cemre ve havaya düşecek.
5 Mart 2020, bu tarih aynı zamanda Suriye’deki gidişat konusunda belirleyici olan aktörlerin ağızlarından çıkacak kelimelerin yaşadığımız coğrafyayı nasıl değiştireceğinin tarihi olacak.
Keşke sadece havaya düşecek cemreleri bekliyor olsaydık ama heyhat savaş tamtamları çalıyor her yanda ve o aktörler o kadar uzakta olmalarına rağmen, söylemleri bir o kadar belirleyici buralarda…
Diliyoruz o söylemler Samandağlı Ali Emrelerin, Gaziantepli Mustafaların ve daha nice ana kuzularının hayatına mal olmasın bir daha.
http://www.ozyurtgazetesi.com/author/kamil