“Günler ağır günler ölüm haberleriyle geliyor”
Büyük Usta bugünleri görse daha ne kadar etkili anlatabilirdi ki ölümleri?
Günler ölüm haberleriyle geliyor!
Bu satırlar yazıldığı sırada ölüm sayısı dünya genelinde yüz bini aşmış, sadece Amerika Birleşik Devletleri’ndeki vaka sayısı yarım milyona yaklaşmıştı.
Çelik çomak oynar gibi dünyaya hükmeden o koca devlet şimdilerde bir maskeye muhtaç.
200, 250 bin insanını kayıp vereceğini makul karşılıyor.
İnsan sormadan edemiyor!
Doğayı, atmosferi talan eden teknolojilere, silahlara akıtılan o trilyonlar insanları öldürmek yerine kurtarmak için kullanılsaydı Korona kaç gün gösterirdi etkisini acaba?
Keşke diyenler var mıdır bilinmez ama diyen de demeyen de diz çöktü Korona’nın önünde.
Korona ne dinine bakıyor insanların ne milliyetlerine,
Ne Amerika diyor, ne Rusya,
Geçmişte bir salgın için dikilen Haron kabarması bütün Antakya’ya bakıyor tepeden ama Korona bütün dünyayı sallıyor.
Ülkemizde de sürekli yükseliyor felaket.
Ne Ankara diyor Korona ne Diyarbakır,
Ölü sayısı psikolojik sınır dinlemeden artıyor.
Şimdilerde bir “pik” sözcüğü duymaya başladık sık sık.
Kayıp sayısının tavan yaptığı bir yükseklik sanki bir yandan da umudu gösterecek.
O noktadan sonra düşmeler başlayacak deniyor.
Umuyor ve diliyoruz ki söylenenler doğru çıkar ve düşüş başlar.
Aşağıdaki dizeler Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait. “Biraz Gelir misiniz?” isimli şiirinden.
Bir gün çağrıyı duyar, insan ölür çaresiz
Ölür kuşlar, ağaçlar, ölür sahil ve deniz
Silinir bütün renkler, dağılır koku, ışık
Yeni bir alem başlar karanlıklarda sessiz
Kemik çürür, kaybolur parıltısı gözlerin
Kımıldamaz orada ayağımız elimiz
Öyleyse neden bunca düşmanlıklar, savaşlar
Er geç çağrıyı duyup gidecek değil miyiz?
(…)
http://www.ozyurtgazetesi.com/gunler-agir-gunler-olum-haberleriyle-geliyor