Hıdrellez ve 6 Mayıs 1972
Yaşadığımız topraklarda Hızır ve İlyas’ın buluştuğu gün olduğuna inanılan Hıdrellez 5 Mayıs günü ve onu 6’sına bağlayan gecesi kutlanır.
Kökeni hakkında herkes bir şeyler diye dursun, Hıdrellez yüzyıllardır bilinir Anadolu’da ve daha birçok başka coğrafyada…
Ritüelleri değişse bile insanlar sağlık ve bereket anlamı yükler ona…
İnanılır ki, ab-ı hayat içerek ölümsüzleşen Hızır dertlere derman için kış mevsiminin artık bittiği ve doğanın baharı karşıladığı günlerde düşer yollara; uzatır bereket ve sağlık dağıtan ellerini… Dokunduğu yerde bolluk vardır, şifa vardır…
Genç kızlar kısmetlerinin açılmasını, evsizler yuva sahibi olmayı, hastalar derman bulup ayağa kalkmayı diler o gün. Dualar edilir, gönüller şenlenir, ateşler üzerinden atlanır…
2017 yılında UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi”ne alınmıştır Hıdrellez.
Ama Hıdrellez belki de sadece bizim ülkemizde bir acıyı hatırlatır yarım yüzyıldan fazla bir süredir.
6 Mayıs 1972’dir o acının tarihi.
Askeri darbelerden, muhtıralardan, darbe teşebbüslerinden çok çekmiş güzel yurdumuzun belleğine simsiyah bir yaranın daha eklendiği bir tarihtir bu tarih.
Dönemin sıkıyönetim mahkemelerinin verdiği ceza 6 Mayıs 1972’de tatbik edilmiş, Anadolu insanının “üç fidan” diye sahiplendiği Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan peş peşe can vermiştir idam sehpasında.
Üç fidanın uzun yıllar avukatlığını yapan Antakyalı Halit Çelenk “87 yıllık yaşamımda geçirdiğim en kötü zaman dilimi olan o dakikalardaki çaresizliğimi sizlere anlatamam” der bir söyleşisinde. Söylenir ki bir saate yakın sürmüştür Deniz Gezmiş’in son nefesini vermesi. Ne hazindir ki Halit Çelenk de yine bir Mayıs günü, 5 Mayıs 2011’de hayata gözlerini yummuştur.
Goethe’nin Mayıs Şarkısı’ndan (Çeviri: Selahattin Batu)
(…)
Geldim aradım güzelimi
Yoktu evinde;
Dedim ki sevdiceğim
Çıktı herhalde.
Kırlarda mayıs ayı
Gülüp çiçeklenmede;
Güzelim de kırlarda
Tozup gezmede.
(…)