Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Seyahat(name)lerdeki Antakya – 7 “Antikacı” ve “Toplayıcı” Bir Küstah

Seyahat(name)lerdeki Antakya – 7 “Antikacı” ve “Toplayıcı” Bir Küstah

Seyahat(name)lerdeki Antakya – 7 “Antikacı” ve “Toplayıcı” Bir Küstah

Seyahat(name)lerdeki Antakya – 7 “Antikacı” ve “Toplayıcı” Bir Küstah
HENRY SWAINSON COWPER

1865’te doğan ve 1941’de hayatını kaybeden Henry Swainson Cowper için British Museum resmî web sayfasında yer alan biyografisinde “Mezopotamya, Mısır, Trablus ve Küçük Asya’da seyahatler yapan İngiliz antikacı ve toplayıcı” yazıyor. Bu biyografinin hemen altında yer alan “Yayınları” başlığının karşısında ise aralarında Anadolu’ya yaptığı seyahatten edindiği izlenimleri ve notları yazdığı “Through Turkish Arabia” dışında özellikle antikalarla ilgili birçok başka kitabı yazan ya da benzer konulu kitaplara editörlük yapan biri olduğu bilgisi yer alıyor.
Henry Swainson Cowper’ın 1894 yılında Londra’da basılan, 17 bölümden ve 490 sayfadan oluşan kitabı “Through Turkish Arabia” (Türk Arabistan’ı Boyunca)’nın birinci bölümünün başlığı “Londra’dan İskenderun’a”, ikinci bölümünün başlığı ise “İskenderun’dan Halep’e” ismini taşıyor. İskenderun, Antakya ve çevresinin anlatıldığı bu ikinci bölümün alt başlıkları ise şöyle sıralanıyor:
“İskenderun”, “Bir Suriye Oteli”, “Kötü Hava”, “Arabam ve 4”, “Belen”, “Celil”, “Kara Han”, “Antakya Ovası”, “Suriyeli Kadınlar”, “Amik”, “Hamam”, “Afrin Beyi”, “Yunan Konsolosu ve Oda Arkadaşlarım”, “Soğuk Bir Başlangıç”, “Halep’e Varış”. Bölüm başlığına eşlik eden görsel ise “Halep Yolu Üzerinde Seyyar Müzisyenler” alt yazısı ile yer alıyor.

Bölüm İskenderun’u tanıttığı şu sözlerle başlıyor.
“On üçüncü yüzyılda seyahat eden Willebrand of Oldenburg, şu anda ülke sakinleri tarafından İskenderun denilen Alexandrette’in Bucephalus için Makedonyalı İskender tarafından kurulduğunu söyler. Bu bir efsane olabilir ya da gerçektir ama bu ‘Küçük İskenderiye’nin kökenini Büyük İskender’e borçlu olduğu noktasında şüphe yoktur. Rochette, “Histoires des Colonies Grecques” isimli kitabında, bu yerin Ermenistan kralları tarafından tahkim edildiğini, ancak günümüzde herhangi bir iz kalmadığını söyler bize. Kasaba, geniş bir körfez olan modern İskenderun körfezi ile antik İssos şehri arasında ve doğusunda asil Amanos tepeleri ve isimleri haritalarda çok farklı verildiğinden tekrarlanması kafa karıştırıcı olan diğer dağların yükseldiği, bataklık ve sağlıksız bir ovada yer almaktadır.”
Görülmektedir ki Henry Swainson Cowper kendisinden önce bölgeye gelen seyyahların kayıt edilmiş bilgilerinden de yararlanıyor. Sonraki bölümlerde Tudelalı Benjamin, Jean Baptiste Tavernier gibi seyyahlardan edindiği bilgilere de başvuracak olan Cowper, kenti 1596 yılında ziyaret eden bir başka seyyah olan Morryson’dan da şu tanımlamayı aktarıyor:
“Ahşap ve kilden yapılmış bazı Hristiyan unsurların evleri dışında tamamen saman ve kirden inşa edilmiş fakir bir köy.”
İskenderun’u anlatmaya devam ettiği satırlarında “pis”, “medeni olmayan” gibi sıfatlar kullanıyor ve İskenderun’u batı uygarlığı ile Asya’nın yarı barbarlığı arasında bir bağlantı hattı olarak tanımlıyor ve devam ediyor:

“Arkamda vapurları ve gülümseyen yüzüyle mavi Akdeniz, önümde ise Asyatik Türkiye’nin kervan parçaları ve bakımsız şehirleri uzanıyor”
Ama anlatımlarında da, yaptığı alıntılarda da kibir ve üstten bakan bir hava hakim olan bu toplayıcı gezgin, kimbilir hangi düşük ücretlerle ya da tamamen ücretsiz bir biçimde ülkesine kendini zengin etmek için kaçırdığı antikalardan hiç söz etmiyor.
Belen şu sözlerle yer alıyor Swainson’un satırlarında:
“Dağ tarafına dolandıktan sonra Belen adlı meraklı bir köye ulaştık. Sıcak mevsimde İskenderun ve hatta Halep sakinleri tarafından bir tür sağlık merkezi olarak kullanılan bu yer, geçidin tepe noktasına yakın ve deniz seviyesinden 1580 feet yükseklikte yer alıyor.”
“Meraklı” diye nitelediği Belen halkına sonraki satırlarda ağır hakaretler ediyor, Mısırlılar tarafından nazik bir biçimde karşılandığını ama Belen’de böyle olmadığını söylüyor, en basitleri “somurtkan”, “asosyal” olan nitelemelerle yaftalıyor onları.

KAYNAKÇA
1. britishmuseum.org
2. Through Turkish Arabia: A Journey from the Mediterranean to Bombay by the Euphrates and Tigris Valleys and the Persian Gulf, Londra, 1894