Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Ağrı Eteklerinde Ateş

Kitaptan Notlar:

Aslında üç tane Ağrı ayaklanması var. İlk ikisi çok önemli  değil. Zaten birkaç gün içinde bastırılmış. Fakat 3. Ağrı  ayaklanması önemli.

Ayaklanmanın ardında Hoybun adlı örgüt var. Hoybun, Şeyh Said  ayaklanması bastırıldıktan sonra oluşan dağınıklığı gidermek için 1927  yılında Lübnan’da kuruluyor. Hoybun tüzüğüyle kadrolarıyla  kararlılığıyla diğer ayaklanmalardakilerden çok daha fazla ulusal  taleplere öncelik veriyor. Daha doğrusu tek hedef ulusal taleplerin  kazanılması.

3. Ağrı ayaklanmasından önce Ağrı dağında çeşitli Kürt ileri  gelenlerinin ve Hoybun’un örgütlediği bir toplantı düzenleniyor. Toplantı sonucunda “Kürdistan’ın bağımsızlığı” temel amaç olarak kabul ediliyor. Ayaklanmanın asıl önderi ise Huske İbrahim. İhsan Nuri ise Beytüşşebap’ta bir askeri birlikten firar edip ayaklananlardan birisi.

Huske ibrahim çok gözü kara bir insan. Öyle ki gemileri yakmak  adına kendi ailesini koyunu yakıyor. Geride ayak bağı olarak kalmasın  diye onları öldürüyor. Diğerleri daha fazlasına engel oluyor.

Hoybun böyle bir örgüt ve pek çok aşiret özellikle Celaliler  ayaklanmaya katılıyor. Resmi tarihçiler hatta Sovyet tarihçiler  ayaklanmanın ardında İngilizlerin olduğunu söyleseler de Kürtler reddediyor. Öyle ki eski padişahçı paşalardan Kiraz Hamdi’nin Çerkes  Ethem’in ünlü İngiliz casusu Lawrence’ın ayaklanmada parmağı  olduğu iddia ediliyor.

Ayaklanma 9 Haziran 1930’da başlıyor ve eylül ayında bitiyor.  Birkaç ay sürmesine rağmen carpışmalar çok şiddetli geçiyor.  Toplam on beş bin civarında Kürt’ün öldürüldüğü söyleniyor.  Örneğin Koçgiri’de iki taraftan sadece savaşa katılanların  sayısının on bin olduğu düşünülürse bu sayı elbette ki büyük bir  rakam.

Koçgiri İsyanı

Koçgiri ayaklanmasının en önemli özelliği Kurtuluş Savaşı  sürecinde çıkması, emperyalizme karsı  savaşan bir hareketi zayıflatıyor.

Kasım 1920’de başlıyor. Bu tarih Sevr anlaşmasından (10 Ağustos  1920) yani Anadolu’nun emperyalist devletlerce paylaşılmasından 3 ay  sonraya denk geliyor. Daha önceki haftalarda, özellikle ekim ayında  Nuri Dersimi, Koçgiri aşiretlerinin bulunduğu bölgelere giderek  
buralarda (Sivas, Erzincan, Dersim) Kürt Teali Cemiyeti’nin şubelerini  acıyor, propaganda yapıyor. Bu sıralarda küçük çapta çeşitli  baskınlar el koymalar oluyor.

Aynı tarihlerde Kuvayı Milliyeciler Sivas Kongresi’ni toplamakla  meşguller. Bedirhan ailesinin bazı fertleri ise İngilizlerle ve  padişah yanlısı Elazığ valisiyle işbirliği yaparak Sivas  Kongresi’ni basmak için adam topluyorlar. Ancak sonucunda başarılı  olamiyorlar.

Koçgiri aşireti reisi Alişan bey kendisini ve akrabalarını  çeşitli yerleşim yerlerindeki üst düzey görevlere (kaymakam gibi)  atıyor ve etkin olduğu yerlerde özerklik istiyor. Kasım 1920’de  Ankara hükümetine taleplerini içeren bir telgraf çekiyor. Bu  telgrafta şunlar var.

1. İstanbul hükumetinin tanıdığı özerkliği Ankara hükumeti de tanımalı.
2. Elazığ, Malatya, Sivas, Erzincan’da hapishanelerde bulunan Kürtler  serbest bırakılmalı.
3. Koçgiri havalisindeki Türk memurlar geri çekilmeli.
4. Türk askerleri geri çekilmeli.

Ankara bu taleplere kesin bir cevap vermiyor ve oyalamaya  çalışıyor. Aralarında sözü geçen bazı Kürtlerin de bulunduğu  bir ikna heyetini gönderiyor ve zaman kazanmaya çalışıyor. Bu  arada asker sevkıyatı yapıyor. İlk çatışma Ocak 1921’de çıkıyor,  Nisan’a kadar çatışmalar devam ediyor ve Nisan’da ayaklanma  bastırılıyor.

Bu ayaklanmaya çok az sayıda Kürt katılıyor. Kitabın yazdığına  göre savaşanların sayısı Türkler ve Kürtler toplam on bin kişi.