Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Bir Kitap: Tavşan Salih’in Otobüsü, Hasan Ürel

Bir Kitap, Tavşan Salih’in Otobüsü, Hasan Ürel

Bir Kitap, Tavşan Salih’in Otobüsü, Hasan Ürel

Bir Kitap: Tavşan Salih’in Otobüsü, Hasan Ürel

Gece Kitaplığı, Birinci Basım, Ekim 2016, Ankara

Tavşan Salih’in Otobüsü yaşanmış olayları anlatan bir öykü, bir anı kitabı. Karadenizli, Ordulu bir avukat olan Hasan Ürel bu kitabında anıları öykü tadında anlatmış, yöre insanının kendine has kültürü, günlük dile yerleşmiş ve başka hiçbir yerde bulunmayan hoş sözcükler, zaten konusu çok güzel olan anılara ayrı bir değer katmış.

Kitabın girişinde, Blaise Pascal’ın “Hiç kimse öldüğünde arkasında bir şey bırakamayacak kadar yoksul değildir” sözü yer alıyor.

Bahtiyar, Willys Jeep, Tavşan Salih’in Otobüsü, Yalan Dünya, Değirmenci Hamit, Gelin Kayası, Neyimi Alacaklar, Yaşı Benzemesin başlıklarını içeren sekiz anı-öykü bu sözü takip etmiş.

Bahtiyar’da Ordu’dan kalkıp İstanbul’a göç eden bir gencin hayat hikâyesi var. Anlatılan ama sadece bu hikâye değil, onun yaşanmışlığı boyunca ülkemizi biçimlendirmiş toplumsal, siyasal gelişmeler aynı zamanda. Bir zamanlar ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri olan büyük kente göç, 70’li yılların sonlarındaki “sağ-sol çatışması”, 12 Eylül darbesi Bahtiyar’ın yaşam öyküsünde milyonları ilgilendiren benzerliklerle tam da yerlerinde aralara girmiş. Aynı yaklaşımı kitaba adını veren Tavşan Salih’in Otobüsü’nde de görmek mümkün. 1950’li yıllarda “Salih amca” isimli bir hemşerisinin köye başlattığı ilk otobüs seferiyle başlayan hikayesi o yıllara damgasını vuran “Amerikan yardımı”na da, 12 Eylül darbesine de bir göndermede bulunuyor.

Ordulu hatta Karadenizli olmadığım halde keyifle okudum tüm öyküleri. Eminim yöreden olanlar hatta Karadenizliler çok daha beğenmişlerdir kitabı. Hele şu sözcükler!

Kitapta geçen yerel sözcüklerden örnekler: (Anlamları kitabın dipnotlarından alınmıştır)

Alamuklu: Güneşin bulutların arasından bir görünüp bir kaybolmasıyla yoğun nemin yarattığı aşırı boğucu sıcak

Keyfana: Fiziken çökmüş yaşlı kadın

Gagiti çıkmış: Bir deri bir kemik kalmış

Teyin: Sincap

Bileki: Bileki taşı ile közde pişirilen ekmek

Cılga: Kendi kendine toprakta yol yapıp akan su birikintisi

Gelişatlı: Yaşına göre gelişkin yapılı

Hartamalı: Sağlam çam ağaçlarının gövdesinden çıkarılan tahta parçaları

Dasdar: Elde dokunan kilim

Palak: Manda yavrusu

Oğ değilse: Sıra yoksa, kalabalık değilse

Şergaze: Yaramaz, serseri

Boğma Bilek: Etine dolgun kadın

Ayama: Takma isim

Gırnatacı: Klarnetçi

Küğü yapan:Dedikodu yolu ile abartan, birin yanına beş katan

Söykenir: Yarı yatar vaziyette

Çebiçi: Keçi yavrusu

Allah’ın Kanayaklısı: Zavallı kadın, ağzı var dili yok

Yerikli: Hamile kadın

Bacılık: Öz kardeşi gibi olan

Yasannadığı: Aklına koyduğu

 

Hasan Ürel:

1949 Ordu doğumlu. Trabzon’da Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik eğitimi aldı. Gaziantep, Bitlis ve Ankara’da öğretmenlik yaptı. 12 Mart darbesinden sonra tutuklandı ve öğretmenlikten atıldı, Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdi. 1978-1980 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nda yönetici olarak çalıştı. Hükümet değişikliği nedeniyle görevden alındı. Ankara’da serbest avukatlık yapmaya başladı. 12 Eylül’den sonra Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinde, 141, 142 ve 163 maddelerin kaldırıldığı 1991 yılına kadar bu görevini sürdürdü. 2006-2008 yılları arasında Ankara Barosu’nda Başkan Yardımcılığı yaptı.

12 Eylül dönemi anılarını topladığı “MAHKUM OLDUK NETEKİM” isimli bir kitabı daha var.

Hasan Ürel’in ilk kitabı: Mahkum Olduk Netekim