Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım
Mustafa Çiftçi
İletişim Yayınları, Adem’in Kekliği ve Chopin, Bozkırda Altmışaltı, Ah Mercimeğim ve Kalfa Uykusu adlı kitaplarını yayımladığı Mustafa Çiftci’nin yeni kitabı Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım’ı okurla buluşturuyor. Kendine has diliyle, her haliyle taşra insanını anlatan Çiftci, okurlarını da yarattığı bu iyimser dünyanın içine çekiyor. Çağdaş edebiyatımızın dikkat çeken isimleri arasında gösterilen Çiftci’den unutulmaz hikâyeler…
Anasına gurban oğullar, oğullarının sesinden her şeyi anlayan babalar. Badır budur konuşan enişteler, eltiden yana dertli gelinler. Kafası cıva gibi ziv ziv akan deliler, lacivert pantolla beyaz göynek giyenler. Maykıl Ceksın’a taş çıkartan bebeler, Bergen konserine yevmiye sayan taşralı muallimler. Daha neler neler… Es garibin bağrına!
Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım, bozkırın sesi, nefesi. Bazısında yokluk, bazısında gariplik kokusu… Mustafa Çiftci, her şeye rağmen gülen gözlerle bakıyor hayata. Kedere neşe katarak anlatıyor hikâyelerini.
“Dayanamam anamın kederlenmesine. Hemen ağzımla saz sesi, darbuka sesi çıkarır, bir yandan da oynarım. Anam o zaman azıcık da olsa güler. ‘Hah şöyle gül aslanın anası. Benim kimim var? Sen de ağlarsan ben hepten biterim, kölesi olduğum anam,’ derim. Ben oynadıkça annem beni seyreder. Cibicik çalar. Tempo tutar.”