Atletik Politika, Selim Rumi Civralı
Selim Rumi Civralı’nın spora politikanın merceğinden baktığı incelemesi Ateltik Politika, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Vatandaş kimliğinin inşasında, bilhassa da savaş hususunda devletlerin nasıl spora başvurduğunu gözler önüne seren Civralı, cumhuriyetin kuruluşunda kadınları spora dahil etme çabasından pehlivan tekkelerine, Naim Süleymanoğlu’ndan eski Türk topluluklarındaki şamanlara, sporun devletle ve politikayla olan dirsek temasının haritasını çıkarıyor.
Osmanlı subayı Cemil Conk’un hatıratından alınan bu cümleler, Avustralya’nın ulusal kimliğinin inşasında spor ve savaşın nasıl iç içe geçtiğini ortaya koyan bir diyalog. Selim Rumi Civralı, kitabında genel olarak sporla savaşın nasıl iç içe geçtiğini inceliyor. Asıl önemlisi, ulusal kimlik inşalarında, tarihîden gündeliğe millî efsanelerde, sporun ne kadar canlı, güçlü bir sembolizm kaynağı olduğunu gösteriyor. Ve bunu bir olimpiyat açılışı kadar rengârenk bir tablo çizerek yapıyor.
Eski Türk topluluklarında şamanların “oyun kurucu” rollerinden, din ve spor cezbesini birleştiren dans ritüellerine, pehlivan tekkelerine… Birinci Dünya Savaşı’na eşlik eden sporcu seferberliğine… Erken Cumhuriyet’te kadınların yeni bir iffet anlayışıyla spora katılmalarına… Türkiye’de sporun seyrinde Balkaniad (Balkan oyunları) tasarısından Naim Süleymanoğlu’nun ilticasına, Balkan tecrübesi…
Spor merceğinden bir uygarlık tarihi dökümü yaparcasına ve bir spor müsabakası anlatmanın heyecanıyla yazılmış bir kitap.
“Bugün, iki onbaşı ve 23 er esir aldık. Mahkûmlardan birine sordum: ‘Neden Avustralya’dan buraya geldin?’ Cevap verdi: Spor!”