Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

BOŞLUKTA YÜZEN ADAM

BOŞLUKTA YÜZEN ADAM

Ne zaman biri bana kim olduğumu sorsa, kimliksiz sokak ve caddelerde
gezinmenin üzüntüsünü duyarım…

Kimliği henüz oluşmamış, beyhude zamanda sevginin tadını doya doya
alamamış, yalnızlık dolambacında sıkışmış ben, ben olamazdım bu
saatten sonra…” Celladımsın ey zaman” diyen Ann Chamberlın sanırım haklıydı…

Sokakları anlamsız ve günahsız turlayan ayaklarım, beni bir yerlerde
unutulmuş bir nostaljik maziye götürüyor olabilirdi… Gözlerimse, kendisini ele
vermek istemeyen sevilmek korkusuyla, badem gözlü bir sevgiliden kaçmak isteyen
gizli bir yüz… Belki “binlerce sır çözülecek… o gizli yüz belli edince
kendini…” diyen Ferüddun  El Attar’ın dediği gibi olmayacak belki ama yine
de adımlarım beni, bu gecenin gereksiz yere havlayıp, beni parçalamak için
hırlayan belediyenin sokaklara attığı sahipsiz ve bir o kadar  çaresi
köpeklerine derin sevgiyle baktım yine… Bu arada benden izin almadan, habersiz
dans eden ayaklarımla beraber, üşümüş düşüncelerimle beraber gecenin
karanlığında yol alıp gidiyoruz…

Gece bekçisi Murtaza’ yı elinde beylik tabancasıyla bir köşeye çekilmiş,
kredi artlarını ödeyememekten dolayı karısını, çocuklarını doğramışlığın
üzüntüsü içersinde gördüm onu…

Şefkatle üşüyen saçsız başını okşadım son yolculuğunda sevgisiz gitmesin
diye…

Ardım sıra gecenin sessizliğini yırtan silah sesiyle “ne çare sensizliğe
alıştı bu yürek” şarkısı nedense kulaklarımda çınladı durdu…  Murtaza’ nın
son yolculuğa çıkması hayatın düzgün ve yolunda gitmeyen akışını
değiştirmeyecekti…

Beyoğlu’nun arka sokaklarında kulamparalarla sıkı bir alışverişe çıkan
travestiler, istedikleri parayı bir gecelik partnerlerinden koparamayınca,
bayramlık ağızlarını açmış, çantalarından çıkardıkları falçatalarla
erkekliklerini ispat etme telaşı içersindeydiler… İlgisiz sokağa dalmıştım ki
ardımdan bir ses “Cemal!,” diye seslenince ister istemez dönüp arkamı
baktım.Karanlıkta iki göz yan yana gelince bu dönmenin , bir zamanlar liseli
yıllarımda okulun sote avlusunda bıçkın birkaç öğrencinin onu sıkıştırıp dövmeye
kalkması ve sonra da  ibne diye zorla taciz etmelerine tahammülüm kalmamış
birkaçını tartaklamıştım.

“Cemal, o günden sonra seni unutamadım,”diyerek göğsünü açarak
slikonlu göğüslerini ay ışığında göstererek “aha şuraya
yazdım seni!”elimle kapattım silikon göğüslerini, üşümesin diye. Uzanan elimi
öptü, bir daha öptü

“İnan isteseydin sana  verirdim, hem de yüzlerce kez verir, sade senin
ibnen olurdum,ama bir kere bile istemedin beni,”diyerek hıçkırıklarla
ağladı…Dar ve yokuşlu yolda evine doğru yürürken bu hayata nasıl düştüğünü
diğerlerinden farksız anlattı…Evinin önüne gelip durduk. Gideceğimi anlayınca:

“Biliyorum, Simyacı gibi keşfedilmemiş bir hazinenin peşinde yolcusun, beni
daha önceki gibi emin bir yere bırakıp öyle gidiyorsun ve seni asla alı
koyamam,” deyip hıçkırıklarla boynuma sarıldı.

Bizim dönme Selahattin, hangi dünyaya açıldığı belli olmayan kapıyı açmaya
çalışırken ben çoktan sokağı dönmüştüm bile…

Gece eve geç gelen banka memurunun karısıyla kavga ve bağırışları arasında
yoluma devam ettim. Ardı sıra sızmış kalmış sarhoşlar, birkaç adım ötede
tinerci çocuklar ellerindeki poşetin havasını boşaltmış, belki de kaçtığı tezek
kokan köyünü hayal etmekteydiler…

Sabahın ilk ışıkları yüzüme ışıldadığında Eminönü’ndeki balıkçılar sandallarını
kıyıya yanaştırıyorlardı.

Şefkatli bir elin beni tutup asri mezarlığa doğru götürüşüne itiraz
etmeksizin beraberce sessiz mezar kapısından içeri geride bıraktığım savunmasız
ve aciz düşünen insanların dertlerini onlarla birlikte bırakıp içeri daldık…

 

Metin İMER / İZMİR                                                                

26 Şubat 2012

 

METİN İMER 
1958 Diyarbakır doğumlu. Lise mezunu. 1973 den bu yana İzmir’de ikamet ediyor.
Sanat hayatına şiir yazarak başladı.
Dikili Ekin, Berfin Bahar, Maki, Kasaba Sanat Tay, Tmolos Edebiyat dergilerinde, şiir ve öyküleri yayımlandı. Oyun ve senaryo yazarlığımın yanı sıra oyunculuk teorik ve pratik tiyatro eğitimi aldı ve 2000 yılında Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosunda çeşitli görevler aldı.
1994’de akademik olarak TÜRSAK (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı)’da  on dalda sinema kursiyer belgesi aldı. 9 Eylül İzmir GSF Dramatize yazarlık ve oyunculuk kurslarına katıldı. 2009 yılında Emekli-Sen Tiyatro Topluluğunu kurup iki yıl çalıştırdı. Halen kurucularından olduğu “KOZA TİYATRO TOPLULUĞU”nu Bornova Belediyesinin katkılarıyla oyuncu, oyun yazarı ve yönetmen olarak sürdürüyor.
Geçtiğimiz yıl kendi yazdığı ya da görevler aldığı “Siz Olsaydınız ne Yapardınız?” , “Sevim Taşan Benim”, “Suçumuz insan olamamak”, “Kadının Feryadı”, “Ah, Bu Hayat Çekilmez” ve “Dinsizin Hakkından İmansız Gelir” adlı skeçleri ve kısa oyunları sahnelendi.
Halen kendi tiyatro grubu ile çalışmalarına devam ediyor.
Son iki yıldır ‘Kavak Yelleri ‘ (Cumali / bölüm oyuncusu/ morg görevlisi, marangoz ustası ), ‘Bitmeyen Şarkı’ ( hal esnafı) ve  ‘Derin Sular ’da (kantinci)  yardımcı oyuncu olarak rol alıyor ve “Es Es, Ömre Bedel” , “Veda”(film), “Kusursuzlar”, “Akıllı Köpek Maks” de figurasyon olarak görev yapıyor.

 

Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar

Sinema Yazıları

Türkiye Sineması Yazıları

Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları

Edebiyat Kültür Sanat Dergileri

Facebook Sayfası

Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz