POYRAZ EDEBİYAT DERGİSİ – SAYI 18
YAZARLAR
Fesih Aktas,
Fatih Akça,
Güvenç Ulukanlıgil,
Yusuf Bal,
Hatice Eğilmez Kaya,
M. Uçan,
Hicran Aydın Akçakaya,
Meltem Berton,
M.Nihat Malkoç,
Aziz Seker,
Aras Günce,
Rıdvan Ardıç,
İlkay Coskun,
Lütfi Demir,
Suna Doganay,
Mustafa Bilgücü,
Müslüm Tas,
Hüseyin Kılbas,
Faik Öcal,
Abdullah Sanal,
Fatih Akça,
Güvenç Ulukanlıgil,
Yusuf Bal,
Hatice Eğilmez Kaya,
M. Uçan,
Hicran Aydın Akçakaya,
Meltem Berton,
M.Nihat Malkoç,
Aziz Seker,
Aras Günce,
Rıdvan Ardıç,
İlkay Coskun,
Lütfi Demir,
Suna Doganay,
Mustafa Bilgücü,
Müslüm Tas,
Hüseyin Kılbas,
Faik Öcal,
Abdullah Sanal,
DERGİDEN BİR ŞİİR:
Bir Avuç Siir
Kör bakıslı zindanların, musalla beyazı gözlerinde matem tutan,
Bir çift karanfilin yapragında yeseriyor ask.
Ve sen her gün, daha günes uyanmadan uykusundan,
Çıkmaz sokak düslerine, utanarak bir yenisini ekliyorsun.
Utanma!
Aglayarak açmıstın gözlerini dünyaya, ne çabuk unuttun?
Neden hala gülmekten korkuyorsun?
Köhne yalnızlıgının cılız kollarına çaresizce müptelâ,
Ve buz dagı soguklugundaki kucagına
Ezeli tutsak mısın?
Yapma!
Hayat senin içinde, sen hep hayatın dısında mısın?
Sikâyeti bırak o zaman,
Unut geçmisi, geçmiste kalsın.
Gelecek, nasılsa gelecek,
Endise etme, tam vaktinde onu da kucaklarsın.
Haydi, su anı yasa!
Bu kadar mı korkaksın?
Biliyorum,
Bir yer var gitmek istedigin ama gidemedigin,
Bir el var tutmak istedigin ama tutamadıgın,
Bir resim var çizmek istedigin ama çizemedigin.
Al eline kalemi o halde,
Ne duruyorsun?
Sallandır günahlarını istersen simdi asumandan,
Salıver gitsin yüreginin pespaye dokunuslarını.
Korkma!
Tut ebemkusagının mor saçlarından hunharca,
Sabırlarını oya yap, isle yüreginle,
Bir boncuk gibi diz umutlarını o ipek saçlara.
Hatta biraz daha cesur ol, asıl bir dalganın omzundan,
Yasla vücudunu beyaz köpüklere.
Sonra yakala gecenin en parlak ama en uzak yıldızını,
Belki kanatlanır, uçarsın sen de tekrar göklere.
Dur, bitmedi daha!
Meselâ,
Bir yasam armagan et en mavisinden, sıcacık nefesinle
Dogmadan hayatları ellerinden alınan,
Dilsiz, masum ceninlere…
Agzında biriktirdigin ucu sivri bütün küfürleri fırlat korkmadan,
Çocuk katili tas yüreklere.
Haydi, gül simdi!
Kurut denizleri kahkahalarınla birer birer…
Topla sımarık yakamozları tuzlu kumlardan,
Balıkları kanatlandır, uçsunlar özgürce kuslarla beraber.
Günesi indir gökyüzünden, tut ates parmaklı ellerinden,
Ve bütün nehirleri atese ver.
Durma haykır!
Aglat bulutları, dök yeryüzüne taze bir seherle.
Yeniden tasır denizleri, costur ırmakları…
Kardelen ürkekliginde, yüzünü günese çeviren gelincigi dillendir.
Yasa ve yasat hayatı keyfince,
Bir avuç siirle renklendir…
Bir çift karanfilin yapragında yeseriyor ask.
Ve sen her gün, daha günes uyanmadan uykusundan,
Çıkmaz sokak düslerine, utanarak bir yenisini ekliyorsun.
Utanma!
Aglayarak açmıstın gözlerini dünyaya, ne çabuk unuttun?
Neden hala gülmekten korkuyorsun?
Köhne yalnızlıgının cılız kollarına çaresizce müptelâ,
Ve buz dagı soguklugundaki kucagına
Ezeli tutsak mısın?
Yapma!
Hayat senin içinde, sen hep hayatın dısında mısın?
Sikâyeti bırak o zaman,
Unut geçmisi, geçmiste kalsın.
Gelecek, nasılsa gelecek,
Endise etme, tam vaktinde onu da kucaklarsın.
Haydi, su anı yasa!
Bu kadar mı korkaksın?
Biliyorum,
Bir yer var gitmek istedigin ama gidemedigin,
Bir el var tutmak istedigin ama tutamadıgın,
Bir resim var çizmek istedigin ama çizemedigin.
Al eline kalemi o halde,
Ne duruyorsun?
Sallandır günahlarını istersen simdi asumandan,
Salıver gitsin yüreginin pespaye dokunuslarını.
Korkma!
Tut ebemkusagının mor saçlarından hunharca,
Sabırlarını oya yap, isle yüreginle,
Bir boncuk gibi diz umutlarını o ipek saçlara.
Hatta biraz daha cesur ol, asıl bir dalganın omzundan,
Yasla vücudunu beyaz köpüklere.
Sonra yakala gecenin en parlak ama en uzak yıldızını,
Belki kanatlanır, uçarsın sen de tekrar göklere.
Dur, bitmedi daha!
Meselâ,
Bir yasam armagan et en mavisinden, sıcacık nefesinle
Dogmadan hayatları ellerinden alınan,
Dilsiz, masum ceninlere…
Agzında biriktirdigin ucu sivri bütün küfürleri fırlat korkmadan,
Çocuk katili tas yüreklere.
Haydi, gül simdi!
Kurut denizleri kahkahalarınla birer birer…
Topla sımarık yakamozları tuzlu kumlardan,
Balıkları kanatlandır, uçsunlar özgürce kuslarla beraber.
Günesi indir gökyüzünden, tut ates parmaklı ellerinden,
Ve bütün nehirleri atese ver.
Durma haykır!
Aglat bulutları, dök yeryüzüne taze bir seherle.
Yeniden tasır denizleri, costur ırmakları…
Kardelen ürkekliginde, yüzünü günese çeviren gelincigi dillendir.
Yasa ve yasat hayatı keyfince,
Bir avuç siirle renklendir…
Hicran Aydın Akçakaya