HAMİM
Sahibinden ola ola büyümüş dilekler bezer.
Çuldan çaputtan ne varsa
Rüzgarın ucunda sallanan her dala ,
Elde edilmemiş kadınlıkları
Efkarlı Mezopotamya’nın.
Mor çiçekli yazma;
Başında namusu
Ağaçta dileği
Gözyaşına/terine yaren mendilidir
Hamim!
Gümüşi ıhlamurlar
çoktan güneşe yar oldu buralarda
Ne zaman meyletsem bilmediğim karanlığıma
Yeğin bir bahar gibi aydınlanıyor yüzüm.
Sırtımı da pek bir yalnızlığa vurdum keyifle:
(Şartların ötesini seçenek edinme talimindeyim).
Yaşadığımız boşa gitmesin diye,
Senden öte dönmem yüzümü.
Ne güneşe,
Ne verdiğim sözlere,
Ne yarına ne de gök kubbeye erişebilen
Asırlık sabiyim.
Hamim.
Duyuncunu bir görsen
Geçtiğimiz serseri anların!
Özüm yazı tonlarına evrildi
dolgun hüznüyle,
Sır üstünü bir çırpıda küredi bedenim.
Şeylerin üstünü yamadım.
Şeylerin ötesini umdum.
Yaşamdan
Narin karalarım,
Narindir karalar.
Dinle:
Kelimeler hayra yorulur
Aşk olunca.
Hayrına tabiyim.
Vurgu:
Atlar vurulsa da
Bozkır durmadan koşsun isterim
Soyunda sopunda arzın!
Zeliha Aypek