Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

GEZİ

GEZİ
(Sami Aydoğan)
Kentlerin akciğerleri parklar ve bahçelerdir. Bir kenti yeşil ve çiçekler içinde görmek kent sakinlerini mutlu eder, bireye yaşama sevinci verir, soluk alacağı alan açar. Bir kent parklarıyla vardır ve parklarıyla anılır.
Büyük başkentlerin hepsinde Kızılay’dan Kavaklıdere sonlarına, Çankaya eteklerine kadar uzanan parklar var. Bu kadar büyük park mı olur diye geçiyor aklınızdan şu anda, öngörebiliyorum. Londra’da Hyde Park, Regent’s Park ve benzerleri, Paris’te Bois de Boulogne Parkı, Jardin des Tulieres Parkı, Bois de Vincennes Parkı, Lüksemburg’un yarısı, New York’un Central Park’ı, Moskova’nın Gorki Parkı ve yüzlerce diğerleri… Her biri birer kent büyüklüğünde parklar; kent bu parklar etrafında kurulu ve her park kendi içinde çeşitli etkinlik, dinlenme ve eğlenme noktaları içeriyor. Bu başkentlerde kent insan için kurulur, insanın rahatı için tasarlanır. Bizdeki gibi parklar yıkılıp yerine rant kapısı AVM’ler kondurulmaz.
Açgözlü yöneticilerin yağmasına maruz kaldı kentlerimiz, dağlarımız, göllerimiz, limanlarımız. 5’li çete denen dış bağlantılı şirketlerin ortaklığında ülke açık açık yağmalanıyor. Kentin duyarlı insanları sivil toplum örgütlerindeki bir avuç cumhuriyetçi, laik, kent aşığı, iktidarın uygulamalarını onaylamayan her yurttaş, demokrat, ilerici, yurtsever insan yağmaya karşı çıktı. Ülkede 2013 yılına kadar görülmemiş bir tepki ortaya kondu Gezi Parkı’nın canına kıymak üzere yola çıkanlara karşı. Halk bu anayasal, demokratik hakkını kullanırken iktidar güvenlik güçleriyle bu duyarlı davranışı kırmaya, gözdağı vermeye başladı. Polisin kullandığı mermilerle yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla 12 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Bu polis cinayetidir. Göz göre göre insanların üzerine biber gazı fişeği sıkılmış ve can kayıpları yaşanmıştır. Aynı zamanda polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük, linç edilerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz, biber gazı fişeğiyle can veren Berkin Elvan unutulacak isimler mi?
Gezi Davası sonucu vicdanları yaralamıştır. Bir duyarlı yargıcın beraat istemesine karşın bu ağır hapislik kararı hiçbir şekilde meşru görülemez. Hukuk çiğnenmiştir.
Gezi direnişinden yargılanan insanlarımızdan Osman Kavala beraat ettiği halde yeniden yargılanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Üstelik bir de casusluk suçlaması çıkarıldı. Gezi’den “anayasal düzeni yıkmaya çalışan” bir örgüt çıkaramayan iktidar Kavala’yı hedef gösterdi. İktidarın onama kurumu olarak çalışan yargıçların kararıyla akıl almaz bir sonuca varıldı: Kavala’ya ömür boyu hapis! 72 yaşındaki Mücella Yapıcı’yla birlikte, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’yle birlikte 16 yurttaşa 18’er – 20’şer yıl hapis cezası verildi. Hepsinin tutuklanmasına karar verildi. Bu siyasi karara tepkinin en çarpıcı açıklaması yine Mücella Yapıcı’dan geldi: “8 çocuğun yanında benim 18 yıl yatmamın ne anlamı var. Vız gelir tırıs gider”. “Başım yukarıda meydan okuyorum hayata ve sana” şarkısını ceza evine götürülürken söyledi. Bu derya yürekli kadınımıza sonsuz sevgi ve saygılar.
Kent aşıklarına, kentini yağmadan korumaya çalıştıkları için cezalandırılan derya yürekli insanların hepsine sonsuz saygılar. Gezi direnişi sırasında can veren yurttaşlarımıza sonsuz saygılar…
İktidarın 5’li çeteleriyle yağma, satma, yok etme anlayışı sürdükçe Gezi’ler yaşanacaktır. Ülke bu anlayıştan kurtulana kadar, demokratik bir yönetim ile yönetilene kadar Gezi’ler yaşanacaktır. Marin Le Pen’leşmek, Orban’laşmak, Zelenski’leşmek, anayasal düzenin dışına çıkıp ırkçı-yobaz bir anlayışa yönelmek demokrasi arayan bizler için çözüm olamaz. İktidar otoriterleştikçe/despotlaştıkça demokrasi daha da kıymetlenir. “Her yer Taksim, her yer direniş.” Hepimiz Gezi’deydik. Boğaziçi’ne kilit vurduğunuz gibi tüm gümrük kapılarına, limanlara, havaalanlarına da kilit vurun bari! Ülkenin yarısı kaçabilir şirretinizden / şiddetinizden!
“Ağaç görmüş yakmışlar
Kanat görmüş kırmışlar
Şimdi de düşmüşler insan izine
Nerde insan
Nerde ışık
Vurmuşlar.” Hasan Hüseyin Korkmazgil
Gezi deyip içeri tıkmışlar/hücrelerden hücre beğen deyip kapatmışlar.
26 Nisan 2022