BİR FİLM: BÜKREŞ’İN DOĞUSU
Filmin afişinde yere ters düşmüş bir orak çekiç heykeli var. Anti-komünist bir komedi filmi olduğu izlenimini veriyor hemen. Gerçekte de öyle.
Şimdiye dek izlediğim hemen tüm anti-komünist filmlerde ağzından salyalar akan anti-komünistlerin sosyalist ülkelerde kullanılan kimi terimleri alaycı bir üslupla aşağıladıklarını gördüm. Elbette özgürlük kavramına ilişkin getirilen türlü türlü varyasyonlarla birleşirdi bu aşağılamalar.
Bükreş’in Doğusu filminde de Romanya’daki sosyalist sisteme ve Çavuşesku’ya yönelik eleştirileri görmek mümkün ancak bu eleştiriler o kadar dozunda yapılmış ki asla kendinizi anti-komünist bir kampanyanın parçası olarak görmüyorsunuz.
Filmin konusu küçük bir kasabada geçiyor. Yoksul insanların yaşadığı, derme çatma binaların yer aldığı, her yandan çamurların aktığı bir kasaba burası. Kasabada bir televizyon stüdyosunu işleten kişi ve onun bir söyleşi için programa davet ettiği iki konuk arasında geçiyor genel olarak.
Söyleşinin konusu, aralık 1986’da o kasabada devrim olup olmadığı. (Bu tarih Romanya’da Çavuşesku ve sosyalizmin devrildiği tarih). Çok ilginç, komik diyaloglarla, programa telefonla katılan izleyicilerin yorumlarıyla, düşünceleriyle süslenerek devam ediyor film. Konuklardan biri “devrim” esnasında meydana ilk giden kişilerden biri olduğunu ispat etmek için çırpınıp duruyor, diğeri ise artık hayatta olmayan eşi hakkında konuşuyor. Telefonla programa katılan kişiler ise meydanda konuşmacıyı hiç görmediklerini, onun sarhoşun, yalancının teki olduğunu söylüyorlar, siz de bu sırada kahkahalara boğuluyorsunuz.
Büyük bölümü bu televizyon programı olan film sonuçta kasabada “devrim” falan olmadığının anlaşılmasıyla sona eriyor.
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz