GOOD BYE LENIN / ELVEDA LENİN
1954 Almanya doğumlu bir yönetmen olan Wolfgang Becker’in bir filmi Good Bye Lenin. Berlin Duvarı’nın yıkılış sürecini bir ailenin yaşantısından kesitler vererek anlatıyor.
Christiane iki çocuğuyla birlikte Berlin’de yaşayan ve Komünist Partisi’ne yürekten bağlı bir sosyalisttir. Eşi, çocuklar henüz çok küçük yaştayken Batı’ya kaçmış bir muhaliftir.
Sadece Demokratik Almanya’da değil tarih sahnesinden çoktan çekilmiş olan tüm sosyalist ülkelerde benzerleri sıkça görülmüş yanlışlar, aksaklıklar filmin bütününde genel olarak ti’ye alınarak anlatılmış. Ne var ki sosyalist düzenin polisleri muhalif göstericilere saldırırken komediye dair hiçbir çağrışıma ratlamak mümkün değil. Bizdeki 1 Mayıs gösterilerine müdahale eden polisi hatırlattı o sahneler bana. Buna rağmen Good Bye Lenin’i klasik anti-komünist filmlerle aynı kefeye koymak da haksıklık olacak. Zira her şeyden önce iki çocuk annesi Christiane emekçiliğiyle, samimiliğiyle, sadakatiyle sosyalizmi yüceltmektedir. Oğlunun muhalif bir gösteriye katılmasına dayanamayıp kalp krizi geçirecek kadar inanmıştır davasına. Keza oğlu Alex de her şeye rağmen asla Batı’ya kaçanların kafa yapısına sahip değildir.
Anne kalp krizi sonrası sekiz ay boyunca yatağa bağlı kalır ve bu sekiz ay içinde Berlin duvarı yıkılır, kapitalizmin “renkli” sembolleri vitrinleri, sokakları doldurmaya başlar. Yeni bir kalp krizinin annesinin ölümüne yol açacağını bilen Alex onu hayatta tutabilmek için bu “değişim”i hissettirmemeye karar verir. Kurduğu dünyada sosyalist düzen zafer haberleriyle beraber devam etmektedir. Ta ki annesi kendisini toparlayıp yataktan kalkana kadar. O gün üstelik Lenin’in heykelinin yerinden söküldüğü gündür.
Filmin en etkileyici sahnesi de buydu bence. Yann Tiersen’in müziği de muhteşemdi o sahnede. Bir Sovyet helikopteri heykeli götürürken Christiane şaşkın gözlerle izliyordu olan biteni.
Evet, birileri Lenin’e “Good bye” demişti. Helikopter tam üzerinden geçerken Christiane da bunu söylüyordu muhtemelen. Bir zamanlar halkı selamlayan o usta el belki veda ediyor gibiydi o sıra ama gözleri “See you later”dan başka bir şey diyemezdi…
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz