Kalbimi Vatanıma Gömün
Dee Brown’ın bir zamanlar en çok satan kitaplar arasına girmiş eserinden sinemaya uyarlanmış bir film “Kalbimi Vatanıma Gömün”.
Kitap hakkında da film hakkında kuşkusuz çok şey söylenebilir ancak tek bir cümleyle bir özet yapmaya kalkanlar, kitabın “beyazlar” tarafından yazılan ve Amerikan yerlilerinin nasıl bitirildiğini anlatan bir belge olduğunu söylemekten başka bir şey diyemiyorlar. Ülkemizde E-yayınları tarafından yayımlanan kitabın kapağında da: “Kızılderili ırkının yok edilişinin ABD resmi arşivlerine dayanan gerçek belgesel öyküsü” yazıyor. 2007 yılı yapımı film ise bu öykünün sinema sanatına uyarlanması. 7.2 IMDB puanı da uyarlamanın başarılı olduğunu gösteren bir ipucu belki de.
Mamak Cezaevi’nde kitabın çevirisiyle uğraşan kişiler eserin adını doğrudan kitap adının (Bury My Heary at Wounded Knee) tercümesi olarak yani “Kalbimi Yaralı Diz’e Gömün” şeklinde koymuşlarsa da, yayınevi ismi değiştirmiş ve “Kalbimi vatanıma Gömün” haline getirmiş. Çeviriyi yapanlar ilk başta bu değişikliğe biraz üzülmüşler ama zamanla çok başarılı bir düzenleme olduğunu kabul etmişler. Vatanları için kahramanca çarpışarak ölen o savaşçılara herhalde böylesi bir vasiyet uygun düşerdi.
Evet filmi izleyecekler de içleri acıyarak görecekler ki dağdan gelenler bağdakini kovmakla kalmamış çoluk çocuk demeden katletmiş. Dee Brown’ın kitabın başındaki şu sözleri de aslında filmin önemli bir belge olduğunu anlatmaya yetiyor.
“Elinizdeki, neşeli bir kitap sayılmaz, ama tarihin bugüne uzayan bir yanı vardır ve belki de bu kitabı okuyanlar geçmişte ne olduğunu öğrenmekle Amerikalı Kızılderilinin bugün ne olduğunu daha iyi anlayacaklardır. ”
19. Yüzyıl’ın sonlarında ekonomik buhrandan çıkma derdinde olan Amerikan sistemi ülkedeki yerli halka nihai bir darbe vurmak için hazırlıklara girişmişti. Tamamen kendi eserleri olan krizlerinin çözümünü yüzlerce yıldır o topraklarda yaşayan yerli halkı yok ederek bulabileceklerini sanıyorlardı. Kızılderililerin çadır kurduğu topraklardaki altın madenleri bir avuç kan emicinin iştahını kabartıyordu.
Topyekün imha saldırısı bir yandan yeni yasalar vasıtasıyla asimile olmayı kabul etmiş yerlileri sefil bir yaşama çekmeyi hedefliyordu, bir yandan da direnenleri katletmek suretiyle fiziki imha içeriyordu.
Pek çok kabile doğup büyüdükleri topraklardan koparak kendileri için Sam amca tarafından lütfedilen çorak rezervuar alanlarına hapsolmayı kabul ederken, Siyuların Lakota-Hunkpapa kabilesinin lideri olan Tatanka Iyotake (yani Oturan Boğa) boyun eğmemiş direnişi seçmişti. Halkının tümden katledilmesini engellemek için Kanada’ya göç ettirmişti. Oturan Boğa ve kabilesi Kanada hükümeti tarafından dostça karşılanmasına rağmen, hareket özgürlükleri birçok kısıtlamayla sınırlandırılmıştı. Yaklaşık beş yıl kadar bir süre yurtlarından ayrı bir şekilde Kanada’da yaşayan bu son direnişçilerin kendilerinden çok güçlü olan beyaz adam
karşısında savaşı kaybetmekten başka bir şansları yoktu.
Oturan Boğa ise sağ olarak ele geçirilmişti.
Onu yakalamaları ile son direniş de sona ermişti. Artık bir zamanlar Amerikan yerlilerinin at koşturdugu uçsuz bucaksız çayırlara lokomotifler, altın arayıcıları giriyordu. Yerlilere
lütfedilen toprak parçaları ise kelepir fiyatlarla temelli ellerinden alınıyordu.
Oturan Boğa ise asla teslim olmamıştı ve onun varlığı bile yerlilerin tümden sindirilmesi önünde bir engeldi. Onu katletme gorevi de beyaz adamın piyonluğunu yapan yerli polislere verildi. Kendi özgün danslarını yapan “yerlilere beyazları cehenneme göndermekten söz eden şarkılar” söyledikleri gerekçesiyle saldırılmış, onlara önderlik yaptığı iddia edilen Oturan Boğa ise kendisini tutuklamaya gelenlere direnince katledilmişti. Tarih 15 Aralık 1890 idi.
“Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama fakirlerin bozamayacağı, birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için fakirlerle güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyorlar, komşularını çitlerle uzaklaştırıyorlar, toprağı binalarıyla ve diğer süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu ulus baharda yatağından taşarak yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor. ” (Oturan Boğa)
Özgürlük nutukları çekerken mangalda kül bırakmayan Amerikan emperyalistlerinin kendi bahçelerinde yaptığı katliamları belgelerle ortaya koyması anlamında önemli bir yapım olan “Kalbimi Vatanıma Gömün”, kitaptan beyazperdeye uyarlanan tüm filmlerde olduğu gibi kitabı beğenerek okuyanları tatmin etmeyecek yanlar da içeriyor. Gerçek hayatında Yaralı Diz Katliamı’yla ilgisi olmayan Eastman’ın tam da o tarihsel gelişmeler içinde gösterilmesi, dahası kitabın belli başlı bir karakteri olmamasına rağmen çok önemli bir role soyundurulması bunların başında geliyor. Yine de aday gösterildiği ya da kazandğı birçok ödül dışında, Amerikan televizyon filmleri dalında en büyük ödül sayılabilecek Emmy Primetime ödüllerine de on yedi dalda aday gösterilen Kalbimi Vatanıma Gömün, bu ödüllerden altısını kazanmayı bilmiş.
Filmin Künyesi:
Ana Tür : Dram
________________________________________
Yönetmenler : Yves Simoneau
________________________________________
Senaristler : Daniel Giat Dee Brown
________________________________________
Yapım : ABD Süresi : 2sa.13dk.
________________________________________
imdb puan: 7.1 imdb oy: 2,270
________________________________________
//Oyuncular//
Anna Paquin | Chevez Ezaneh | August Schellenberg | Duane Howard | Aidan Quinn | Colm Feore | Fred Dalton Thompson | Nathan Lee Chasing His Horse | Wayne Charles Baker | Brian Stollery | Shaun Johnston | Gordon Tootoosis | Billy Merasty | Morris Birdyellowhead | Eddie Spears | Holly Bird | Sean Wei Mah | Star Birdyellowhead | Eric Schweig | Jayson Therrien | Chantal Perron | Patrick St. Esprit | David Cowley | Jemma Blackwell | Adam Beach | Laura Bachynski | Barbara Scout | David Bigchild | Nakotah LaRance | Michelle Thrush | J.K. Simmons | Tom Carey | Jim Rattai | Jonathan Fox | Lee Tergesen | Scott McAdam | Wes Studi | Hrothgar Mathews | Tokala Clifford | Jason Blackhorse |
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz