Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

OKTYABR / DÜNYAYI SARSAN ON GÜN

OKTYABR / DÜNYAYI SARSAN ON GÜN
Ekim Devrimi’ni en iyi anlatan film “Ekim” ya da “Dünyayı Sarsan On Gün”; Oliver Reed’in yazdığı ve bu devrimi en iyi anlatan kitaplardan biri (belki de en iyisi) “Dünyayı Sarsan On Gün”den beyazperdeye uyarlandı. 1928 yapımı filmin yönetmeni Sergei Einsenstein idi ve Sergei Eisenstein bu tarihten üç yıl kadar önce “Tüm Zamanların En İyi Filmi” kabul edilen Potemkin Zırhlısı’nı çekmiş ve bütün dünyada büyük yankılar uyandırmıştı.
Sovyet yöneticiler, Sergei Eisenstein’ın Potemkin Zırhlısı ile yakaladığı başarı üzerine onuncu yılı kutlamaları kapsamında Devrimi anlatan bir film çekmesini isterler. Genç Sovyet sinemacılarla bu işe soyunan Eisenstein altı ay kadar bir süre içinde filmi tamamlar ve sinema tarihine altın harflerle kazınmış bir eseri insanlığa armağan eder. Film, Sovyetler Birliği’nde birçok yönden eleştirilmiş olsa bile değerini hiç yitirmeden günümüze dek ulaşır.
Sessiz olan filme 1966 yılında Dimitri Şostakoviç tarafından müzik eklenir. Filmin süresi ise daha sonra yapılan kesintilerden kaynaklı birçok yerde farklılıklar gösterir.
Film, Rus çarı III. Aleksander’ın devasa heykelinin yıkılması görüntüleriyle başlar ve Devrimden henüz bir sonraki gün Lenin’in Barış Kararnamesini ve Toprak Dağıtımı Kararnamesini açıkladığı görüntülerle son bulur. Son görülen karede ise Lenin’in “Şimdi kendimizi Rusya’da bir proleter sosyalist devrimin inşasına adamalıyız” sözleri yazar.
Arada Şubat devrimi, Kerensky yönetiminde geçici hükümetin kurulması, Kerenski hükümetinin hiçbir temel şeyi değiştirmeyeceğinin anlaşılması, Lenin’in Finlandiya’dan Petrograd’a dönüşü ve tren istasyonunda coşkuyla karşılanması, ardından birbiri ardına Petrograd’da geçici hükümete karşı gerçekleştirilen gösteriler, hükümetin işçi mahalleleri ile şehir merkezi arasındaki bağlantıyı kesmesi, Lenin’in kanun kaçağı durumuna düşmesi ve hakkında verilen tutuklama kararı, General Kornilov olayı, işçilerin silahlanması ve Petrograd’ın savunulması, Bolşevik Merkez Komitesi’nin silahlı ayaklanma kararı alması, Troçki’nin devrimi erteleme önerileri anlatılır.
Mevcut hükümetin sığındığı son kale olan Kışlık Saraya ilk ateş Aurora zırhlısından açılır ve ardından devrim adım adım Saray’a doğru ilerler. Antonov Ovseenko’nun başını çektiği grubun kabine üyelerinin topluca bulunduğu salona girmesi ve hepsini tutuklaması ile amacına ulaşır.
Kışlık Saray gibi tarihi mekanlar, gösterilerin yapıldığı meydanlar, sokaklar,  kullanılmış silahlar, malzemeler ve tabii ki Devrimi henüz on yıl önce yaşamış binlerce işçinin, askerin varlığı ile Ekim devrimi adeta ikinci kez yaşanır.
Sinema tarihçileri Ekim filminin Eisenstein’ın montaj tekniğini ilerlettiği bir film olduğunu yazar. Çar III. Aleksander’ın heykelinin yıkılma görüntüleri, kırılmış kopmuş parçaların Kornilov ayaklanması sırasında Çarın hortladığını çağrıştırmak amacıyla yeniden birleştirilmesi, gösteri sırasında vurulan beyaz bir atın görüntüleri, yine köprünün üzerinde cansız yatan bir kadının saçları, hem Kerenski’nin hem de Kornilov’un Napolyon’a benzediğini anlatan sahneler, Kerenski’nin Amerikan bayrağı bulunan bir araçla ülkeden kaçışı, İsa’nın, Buda’nın heykelleri ve diğer dinsel ikonlar kullanılarak dinlerin birbirleriyle karşılaştırıldığı ve aslında aynı olduğunu anlatan çekimler filmin unutulmaz sahneleri arasında yer almaktadır.