“SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ”
“yarayla alay eder yaralanmamış olan
bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden
sen çok daha parlaksın çünkü…
sen tüm göklerdeki yıldızların ilki,
sen aydınlatırsın geceyi”
Yukarıdaki dizeler William Shakespeare’in Romeo ve Juliet isimli eserine ait. Son dize ise yani Sen Aydınlatırsın Geceyi, Onur Ünlü ’nün “en iyi senaryo”, “en iyi kurgu”, “en iyi film” gibi dallarda ödüle doymayan filmine isim olmuş. Cemal (Ali Atay) üç haftalık eşini dövdükten sonra kendini affettirmek için okuyor bu şiiri.
“İnsan endişeden ibarettir” sözleriyle başlıyor film. Eski Yunan şairlerinden Euripides’e ait olan sözdeki bu endişe filmde gördüğümüz başlıca karakterlerin hepsinde var. Nitekim yazının hemen ardından düşünceli hatta dalgın bakan bir adamın (Cemal’in) görüntüleri geliyor.
Genç yönetmenin senaryosunu kendisinin yazdığı ve tamamını Manisa’nın Akhisar ilçesinde çektiği 2013 yılı yapımı bir film Sen Aydınlatırsın Geceyi. Bir röportajda filmin Akhisar’da çekilmesine ilişkin bir soruya özellikle Akhisar’ı düşünerek senaryoyu yazmadığı şeklinde yanıt veriyor Onur Ünlü.
Taşradaki sorunlu bir adamın sorunlu aşkını anlatıyor film. Bir keresinde intihara teşebbüs eden Cemal ilk görüşte aşık olduğu Yasemin’in (Demet Evgar) peşini evlenene dek bırakmaz. Ama evlendikten sonra bir başka sorun daha belirir. Genç kız üç aylık hamiledir. Bu sorunla beraber taşrada kadın olmak, aldatmak, kıskançlık, kadına karşı şiddet gibi yan temalar ortaya çıkacaktır. Ortada kafasındaki kuruntudan başka hiçbir şey olmayan adam eşini evire çevire dövecek; sonrasında da kadın hiçbir şey olmamış gibi “yarım saate yemek hazır” diyebilecektir örneğin. Gözümüzle görmesek de Anadolu’da çok sık karşılaşıldığını tahmin etmek için fazla zorlanmayacağımız durumlardan biri.
Duvarları yarıp geçen bir adam, elinde silah olmadığı halde nişan alarak gerçekten varmış gibi insanı vuran bir başkası, tutmadığı bir direksiyonu uzaktan elleriyle yöneten bir kadın; uçan, hayatı durduran, ölmeyi unutan tipler… Türkiye sinemasında bunca alışılmadık olayların ve kişilerin bir arada göründüğü çok fazla örnek olmasa da bu film yine de fantastik bir filmden çok dram türünde bir film olmayı başarıyor. Ama yine de insan keşke şu absürtlüğün dozajı daha az tutulsaydı demeden edemiyor. Özellikle sonlara doğru devreye giren kesik kollar ve havada asılı duran uçak birçok şeyi bozuyor sanki.
Film boyunca birçok kez duyduğumuz iki şarkıyı eklemeden yazıyı bitirmek hem şarkılara hem de filme haksızlık olur. Birisi, “Gülmek için yaratılmış gözlerde yaşlar niye”, diğeri ise “Mireyte ya Mireyte” ismini taşıyor. İlkini Ferdi Özbeğen monoton bir tarzda söylüyor ve siyah beyaz filme bir derinlik katıyor; ikincisini ise Suriyeli bir sanatçı Racha Rizk seslendiriyor. Ses de müzik de gerçekten çok güzel, üstelik ne dediği anlaşılmasa bile filmin insanı sık sık rahatsız eden atmosferine son derece uygun düşmüş.
“SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ”
Filmin Künyesi
Vizyon Tarihi 1 Kasım 2013
Süre: 107 dk.
Yönetmen: Onur Ünlü
Senaryo: Onur Ünlü
Oyuncular: Ali Atay, Demet Evgar, Damla Sönmez
Aldığı Ödüller
32. İstanbul Film Festivali: Altın Lale En İyi Film, En İyi Senaryo – Onur Ünlü, En İyi Kurgu – Emre Boyraz, FIPRESCI Ödülü
46. SİYAD Türk Sineması Ödülleri: En İyi Senaryo – Onur Ünlü
44. IFFI 2013 Awards: Juri Özel Ödülü
“SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ”