SES (BİR ZEKİ ÖKTEN FİLMİ)
Sanırım işkence görmüş her insanın hayallerinden biridir kendi belirlediği koşullarda cellâdıyla karşılaşmak. Vücudundan ya da ruhundan bir şeyler bir daha geri gelmemecesine kopan kimi hesabını sormak ister çektiği acının. Kimi intikam almak ister, kimi yüzüne tükürmek ister cellâdının. Gözler çoğunlukla bağlı olduğu için işkence odalarında kurbanların pek çoğu cellâdının yüzünü giremez. Ama seslerini Ömür boyu unutmazlar mutlaka.
Bir gün Bodrum’un güzel kıyılarında apansız ortaya çıkan bir genç işkence tezgahlarından geçmiş sayısız kurbandan sadece biridir. Film boyunca adını öğrenemeyiz bu gencin. Aynı müziği sevdikleri için ondan hoşlanan ve sonra sık sık yanına alıp balık avlamaya çıkaran Sadık reis isimli bir balıkçının “delikanlı” diye seslendiğini biliriz sadece. Altı yılını cezaevinde geçirmiş, çektiği acılar yüzüne, konuşmasına, sol koluna yansımış biridir bu delikanlı. Kendi gibi oralara gelen pek çoğunun amacı bir balıkçı teknesiyle anlaşıp Yunan adalarına kaçmaktır. Ama biz bu gencin de böyle düşünüp düşünmediğini sadece yorumlayabiliriz. Usta yönetmen Zeki Ökten başka birçok şeyde olduğu gibi gencin amacını da bizlerin yorumuna bırakmıştır çünkü.
Civarda tek basına dolaşan bu genç sadece meraklı köylülerin değil tatil için bölgeye gelmiş Serap’ın da dikkatini çekmiştir. Hatta Serap bu gizemli delikanlıya aşık olmuştur. Günleri büyük ölçüde birbirlerine harcadıkları zamanlarla geçerken delikanlı bir akşam yemeğinde arkasındaki masadan gelen bir sesle irkilir. O sesi duyduğunda yüzüne yansıyan ifade sadece acı değil, nefret ve intikam duygularıyla süslenmiş bir işkence kurbanının bakışıdır artık. Konuşan celladıdır ya da delikanlı öyle sanmıştır.
O günden sonra bütün mesaisi celladını izlemekle geçer delikanlının. Eşini hor gören, aşağılayan, küfreden bir bir kocadır bu cellat. Çocuğunu ağlatan sonra da ağladı diye kızan bir babadır aynı zamanda. Eşinin bakışlarında kocasından hiç hoşlanmayan izler görürüz. Velhasıl bütün işaretler duyduğu sesin gençliğini çalan celladın sesi olduğunu göstermektedir.
Delikanlı en sonunda Sadık reisin teknesini alarak celladının epeyce açıldığı sulara doğru ilerler. Bundan sonra eski bir Rum kilisesinde elleri arkadan bağlanmış, üzerinde külodundan başka bir giysisi olmayan, gözleri siyah bir bantla kapatılmış bir şekilde görürüz celladı. Artık sorgulama sırası eski kurbandadır. Ne var ki cellat sıradan bir vatandaş olduğunu söyleyerek delikanlının sandığı kişi olduğunu bir türlü kabul etmeyecektir. Bu sıralarda uzun zamandır kendisinden haber alamayan Serap hoşlandığı genci bulma umuduyla geldiği harabede olan biteni görür. Gözleri bağlı adam acınacak bir haldedir ve bir akşam delikanlı uyurken Serap’a kendisine yardım etmesini söyler. Yalvarırken son derece inandırıcıdır sözleri. Kendisine inanmıyorsa kaldığı pansiyona gidip araştırmasını ister Serap’tan.
Serap adamın dediğini yapar.
Filmin finali Serap’ın kilise duvarlarına dayanarak yaptığı sohbette delikanlıya adamın aradığı kişi olmadığını söylemesiyle biter.
Usta yönetmen büyük mübadeleyle yurtlarından göç etmiş Rumlara da bir selam göndermeyi ihmal etmemiş. Işıklar içinde yatsın.
Filmin Künyesi:
Yönetmenler : Zeki Ökten
________________________________________
Yapım : Türkiye
________________________________________
imdb puan: 5.2
________________________________________
//Oyuncular//
Tarik Akan | Yavuzer Cetinkaya | Ali Erdemci | Güler Ökten | Nur Sürer | Kamran Usluer |
(Not: Filmin künyesi www.filimadami.com ‘dan alınmıştır)