Değirmen – Atıf Yılmaz
Bugün aramızda olmayan Usta yönetmen Atıf Yılmaz’ın yönettiği, başrollerinde ise başarılı oyuncular Şener Şen ve Serap Aksoy’un yer aldığı 1986 yılı yapımı bir film Değirmen.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcı ve onu takip eden süreçte yıkılacak olan Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altındaki küçük bir kasabada geçer filmin konusu. 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğunda işlerin nasıl yürüdüğünü ya da niye yürümediğini anlamak isteyenler için mizahi bir anlatım.
Bir din adamı kaymakam ziyaretinde kendinden son derece emin bir biçimde herhangi biri hakkında yaptırımlara gidilmesini isteyebilecek, “Devlet-i- Ali Osmani”nin kaymakamı ona “Olur” diyecek, sıradan halkın gözünde “kahpe”lerin yuvası olan bir mekân kasabanın tüm ileri gelenlerinin uğrak bir istasyonu olacak… Osmanlı İmparatorluğu artık çürümenin de ötesindedir ve son nefesini vermeye bir kıvılcım yetecektir. Bu kıvılcım maalesef devasa bir dünya savaşı olup çakmıştır.
Değirmen, küçük bir kasabadan hareketle aslında imparatorluğun tamamına sirayet eden hastalıkları mizahi bir dille anlatır. Elbette itirazlar da vardır bu gidişe. Kasabadaki bir mühendis kimliğindedir bu itirazlar kimi zaman… O an için azınlık ve güçsüz olan genç ve aydın bir kesimin düşünceleri Tevfik Fikret ve Namık Kemal’in eleştirel, özgürlükçü dizeleriyle kendisini gösterir yer yer.
Reşat Nuri Güntekin’in 1946 yılında kaleme aldığı aynı adlı romandan sinemaya uyarlanmış bir filmdir Değirmen. Kitaptan sinemaya uyarlanan pek çok örneğin aksine oldukça başarılıdır da. Bunda hiç şüphe yok ki Atıf Yılmaz, Barış Pirhasan, Orhan Oğuz ve elbette Şener Şen’in de büyük katkıları vardır.
Filmin hemen başında bir babanın oğlu ile bir tarih kitabının sayfalarını karıştırdığını görürüz. Baba, kitapta gördüğü fotoğraflar üzerinden 1. Dünya Savaşı’nın belli başlı simalarını tanıtmaktadır. 1. Dünya Savaşı’nda adı en çok duyulan krallar, imparatorlar birbirini takip eder sayfalar boyunca, en sonuncu fotoğrafta ise Şener Şen vardır! Baba, hiç tanımadığı bu kişinin fotoğrafını kitapta görmeye bir anlam veremez, şaşırır ama çocuk son derece soğukkanlı bir biçimde o adamın Sarıpınar Kaymakamı Halil Hilmi Efendi olduğunu söyler ve kamera yavaş yavaş 1914 yılının Sarıpınar kasabasına doğru hareket eder.
Sarıpınar kasabası Osmanlı topraklarında bir kasabadır ama filmin çekildiği mekân Manisa’nın Kula ilçesidir.
Kameranın gözü Kula’nın çeşitli sokaklarından bir askerin peşisıra geçerek Sarıpınar kaymakamının kapısını vurur. Askerin elinde bir telgraf vardır ve pek de müsait olmayan bir zamanda kaymakamın kapısı çalınmaktadır. Telgraf mutasarrıftan gelmektedir ve içinde yazılı olan şey kasabaya nam salmış bir “kahpe”nin artık bardağı taşıran marifetlerine yönelik bir uyarıdır.
Halil Hilmi Efendi derhal olaya müdahale edecek ve sıradan halkın dilinde adı “kahpe”ye çıkmış Bulgar güzeli Nadya’ya dünyayı dar etmek için kolları sıvayacaktır! Ama daha kendisiyle tanışmadan önce ayna karşısına geçip süslenmesi aslında amacının hiç de Ali Osmaninin çıkarlarını korumak olmadığını gösterecektir.
Nitekim en kısa sürede Nadya’nın mekânına teşrif edecek ve bu sırada meydana gelen küçük bir “zelzele” ile kasabanın dünyası değişecektir.
Bu zelzele kısa zamanda Osmanlı sınırlarını da aşacak ve adeta bir arapsaçına dönüşecektir. Durumu kurtarmak ya da durumdan fayda sağlamak için düzenin bütün çürümüş adamları elbirliği ile bir yalanın peşine takılır, ama nereye kadar!
Zelzele aslında Osmanlı imparatorluğunun hemen her yerinde rastlanılan bitmişliğin, tükenmişliğin, çürümenin bir sonucudur.
Filmin Künyesi
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Barış Pirhasan
Yapımcı: Cengiz Ergun
Müzik: Arif Erkin
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Eser: Reşat Nuri Güntekin
Yapım Yılı: 1986
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Barış Pirhasan
Yapımcı: Cengiz Ergun
Müzik: Arif Erkin
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Eser: Reşat Nuri Güntekin
Yapım Yılı: 1986
(Bu yazı Kasaba Sanat dergisi, 23. Sayı’da yayımlanmıştır)
Değirmen – Atıf Yılmaz