UÇURTMAYI VURMASINLAR
Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel filmlerinden biri. Gerçek bir başyapıt Uçurtmayı Vurmasınlar…
Başlangıcı bir muhteşem, finali bir muhteşem. Her karesi ayrı bir güzel…
Cezaevinden yeni çıkmış İnci’nin hatırladığı ilk şey; avlu zeminine çizdiği bir uçurtma resmi. Barış için çizmişti bu resmi İnci. Barış, İnci’yle aynı cezaevinde kalan bir başka tutuklunun çocuğu idi ve İnci’ye tutku derecesinde bağlıydı.
Cezaevinde kalan bir insan için özgürlük; gökyüzünden başka bir şey değil belki de. Derinlemesine bakabildikleri tek yer orası çünkü. Şayet bu kişi bir çocuksa ve baktığı o mavi hacimde bir uçurtma görmüşse, hele ki bu gördüğü şey hayatında ilk kez gördüğü bir güzellikse, artık bütün hayalleri onun üzerine kurulmak zorundadır.
Barış’ın hayallerini paylaşabileceği insan ise “düşünce” suçundan cezaevinde yatan İnci’dir.
Avlunun zeminine çizilen uçurtma resmi bir kontrol sırasında cezaevi müdürü tarafından farkedilecek ve derhal silinecektir.
Avlunun zeminine çizilen uçurtma resmi bir kontrol sırasında cezaevi müdürü tarafından farkedilecek ve derhal silinecektir.
İnci’nin tahliyesi Barış için büyük bir üzüntü kaynağı olacaktır. Ama İnci sözünü tutacak ve Barış’a ulaşmayı başaracaktır. Barış bir gün avluda otururken gökyüzünde bir uçurtma görür. Evet İnci gelmiştir. Bir anda cezaevi bayram yerine döner. Uçurtma resmini yerden silen zihniyet ise bu kez gökyüzündeki gerçeğine ateş emri verir. Kurşunlar başarılı olmaz.
Ertesi gün iki, bir sonraki gün onlarca uçurtma gökyüzünü çoğaltacaktır.