YAZI TURA
Güneydoğu’dan ve Van’dan ölüm haberlerinin geldiği günlerde anlamı artan bir film Yazı Tura.
İki Güneydoğu gazisinin askerlik sonrası yaşamlarını anlatıyor asıl olarak. Biri orada tek bacağını kaybetmiş Rıdvan ya da Şeytan Rıdvan, diğeri ise sağ kulağından olmuş Cevher ya da Hayalet Cevher.
Birinin bütün hayali askerden sonra çok sevdiği futbolda yükselmek, önce Denizlispor’a, ardından Fenerbahçe’ye transfer olmak, diğerinin ise ömür boyu rahat edeceği bir iş kurmak.
Oysa ikisini de trajik bir gelecek beklemektedir.
Rıdvan kendini içkiye vermiştir, evlenmek istediği kız ise sakat olduğu için kendisine verilmediği gibi, onunla ilgili çok daha dramatik bir şey öğrenecek ve bunun sonucunda kendi canına kıyacaktır.
Rıdvan’ın askerlik yaparken karşılaştığı bir olay ise neredeyse ölümüne denk bir başka trajedidir. Bir çatışmada öldürmek zorunda kaldığı bir kadın militanın üzerinden kendisine ait bir fotoğraf çıkmıştır. Dikkatli bakınca o kızın lisede aşık olduğu ve kendisini hiç unutmayacağını söylediği Kürt kızı Elif olduğunu görür. Bunun üzerine sinir krizleri geçiren Rıdvan ne yaptığını bilmez bir halde koşup, rastgele sağa sola ateş ederken bir mayına basar ve tek bacağını kaybeder.
Yine Güneydoğu’da askerliğini yapan ve tek kulağı duymaz bir biçimde İstanbul’a dönen Cevher ise mafya işlerine bulaşmıştır. Büyük bir deprem onun talihsiz geleceğinin ilk işareti olacaktır.
Cevher’in üvey annesi ve abisi bir zamanlar babası tarafından kovuldukları İstanbul’a geri gelirler. Kadın İstanbul Rumlarındandır, abisi Teoman ise eşcinseldir. Teoman her fırsatta Cevher’le iletişim kurmaya çalışır ama Cevher sürekli zorluk çıkarır. Yapabildikleri her sohbet de tartışmayla geçer. Bu tartışmalardan birinin sonrasında Teoman alkollü iken bir adam tarafından feci şekilde dövülür. Olayı gören Cevher müdahale eder.
Bu müdahale adamı öldürmekle son bulacaktır.
Yönetmen son derece iyi bir niyetle birçok güzel mesaj vermeye çalışmış, ülkenin kanayan bir yarasına parmak basmış, ötekiler’e dikkat çekmeye çalışmış ama bunları yaparken bütünlüğü sağlayamamış gibi geldi bana. Her biri başlı başına film konusu olabilecek öğeleri hiç aktarmasaydı bence çok daha başarılı olacaktı.
Yine de izlenmeye değer bir film.