YETENEKLİ BAY RIPLEY / THE TALENTED MR. RIPLEY
1950’lerin Newyork’unda başlıyor filmin konusu. Müzikten anlayan, güzel sesi ve taklit yeteneği olan ama silik bir yaşantı süren Tom Ripley bir gün zengin bir adamdan oğlunu ülkesine gelmeye ikna etmesi karşılığında bin dolarlık bir teklif alır. Tom Ripley’in bütün yapacağı Avrupa’da şımarık zengin çocuklar gibi gününü gün eden Dickie’nin yanına gitmek, doğal olarak onun gibi yaşamak ve onu ikna edip babasının yanına dönmesini sağlamaktır.
Tom Ripley rüyasında bile göremeyeceği bir yaşama adım atar bu teklifi kabul ederek. Dickie’nin sevgilisi (hatta sevgilileriyle) beraber yaşadığı İtalya’ya gider ve kısa sürede şımarık zengin gencin ve sevgilisinin güvenini kazanarak yanlarına yerleşir. Çeşitli yetenekleri ile kısa sürede kendisini kabul ettirir.
Aradan zaman geçtikçe rüya gibi sürmeye başladığı bu yeni yaşamı sürekli kılmak için düşünmeye başlar. Dickie’yi öldürerek onun yerine geçer ve zekası sayesinde karşısına çıkan engelleri aşmayı başarır. Sorunlardan kurtulma yolu kimi zaman başka cinayetler işlemektir.
İzleyiciye de onu nefretle ve çaresizce izlemekten başka bir seçenek kalmaz.
Çok sayıda ödüle aday olmuş, çok sayıda ödül almış, başarılı bir film bu. On yıl öncesinin birçok ünlü aktörü rolleri paylaşmış ve ortaya izlenecek bir yapıt çıkmış. İnsanı zaman zaman korku filmi izliyormuş gibi geren, sinirlendiren ama bolca nefret ettiren bir film.
Bu filmi izledikten sonra Matt Damon’ın rol aldığı başka bir filmi izlemeden önce iki kere düşünmesi gerekir insanın. Sadece canlandırdığı kişiden değil kendisinden de nefret ettirmeyi başarıyor.
Bu sitede ilginizi çekebilecek diğer kategoriler, bağlantılar
Blog Sahibinin (Kamil Akdoğan) Yazıları
Edebiyat Kültür Sanat Dergileri
Dergi, kitap, yazı, ürün gönderebilirsiniz