Yağmur Kuzu
Merhaba,
Adım Yağmur, Bursa’da yaşıyorum ve lise birinci sınıfta okuyorum. İlerideki hedefim iletişim ya da radyo televizyon okumak. Hayvanları, kitap okumayı, müzik dinlemeyi, film izlemeyi ve yazı yazmayı seviyorum. Matematik dersini, insanların beş kuruş vermeden savurdukları ön yargılarını, yalan söyleyenleri ve zamanını boşa geçirenleri sevmiyorum. Hayatta en büyük miras dürüstlüktür, hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir. İnsan karşısındakine ne kadar yalan söylese de, en başta kendisini kandırmış olur. En çok sevdiğim şeylerden birisi de kitap okumaktır. Kitapsız yaşamak benim için bütün duyulardan yoksun yaşamak anlamına geliyor. Hobilerim arasında kitap okumak yoktur. Kitap okumak hobi olabilir mi? Böyle saçma bir soru olamaz. İnsan, ruhunu beslemek için hayatı boyunca çalışıyor; dolu bir kitaplık, bizleri dolu bir buzdolabı kadar mutlu ediyor mu? Sorusu sorulmalı bence. Ruhumuzu ve zihnimizi beslemek için bol kitap okunmalı. Yaşamdaki korkularımızın tek kaynağı bilgisizliktir. Öğrenmek pahalı ama cehalet daha pahalı… Ben her yazarın okunmasından yanayım.
Öğreneceklerimizin yanı sıra, karşı tez üretebilmek için sevmediklerimizi de okumamız gerekir. Kendimi iyi ifade ettiğimden emin değilim. Zaten ben ne kadar anlatırsam anlatayım, insan yalnızca bildiğini anlar ve duyar. Çünkü kişi kendi kadar görürmüş. Hayvanlara karşı hassas bir yapım var çünkü hayvanlar insanlar için vazgeçilmez canlılardır. İnsanlara zararlı olmaksızın yararlarını da unutmamalı, bunun bilincinde olmalıyız. Üretmeyi çok seviyorum ve bunu yalnızken başarabiliyorum. Yalnızlık kendi tercihimdir, her insanda olduğu gibi. Kendimle kaldığımda daha mutlu oluyorum, Bu da her insanda olduğu gibi bir durum.
Film izlemek sosyal aktivitelerimden birisidir. Film izlerken, oradaki kurguyu anlamaya çalışıyorum. En sevdiğim film “İncir reçeli”. Bu film AIDS hastası bir kızın yaşamını konu alıyor. Kıza aşık olan bir adam var, kız için her zorluğu göze alıyor; kısacası bir aşk filmi. İnsan hayatında belli bazı kırılma noktaları var: Bu kırılma noktalarına hangi yaşta varılacağını ve bu noktaları aştıktan sonra hayatta nelerin değişeceğini önceden kestirmek biraz zor; sadece sezgi ve hislere güvenmek yeterli olmayabilir, bilgiyle ve görgüyle donanmak, artık olmazsa olmaz şartlardan. İnsan kendisini geliştirmek için sürekli farklı bilgiler de öğrenmelidir. Ben hayallerini yazan ve hayallerini enerjisiyle besleyen, kendine hedefler koyan biriyim. Sevdiğim bir söz var: “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.” Hedefiniz varsa bir gün mutlaka ona ulaşıyor ve ulaştığınız anda yaşadığınız manevi tatminlerle daha da büyük bir hız kazanıyorsunuz.